go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 796 kişi  29 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » lying

lying

i. yalancılık, yatış
  • I was lying in bed alone, and I had an epiphany.
    Yatağımda uzanırken bir görünüş belirdi.

  • He's lying out there faking.
    Yalancıktan yerde yatıyormuş.

  • I'm not lying.
    Yalan söylemiyorum.
  • I wasn't lying.
    Yalan söylemiyordum.

  • You've been lying to me
    since the moment we met!
    Tanıştığımız andan beri bana yalan söylüyorsun!

  • You've been lying to me
    since the moment we met!
    Tanıştığımız andan beri bana yalan söylüyorsun

  • Okay, who's lying now?
    Tamam, şimdi kim yalan söylüyor?

  • You're not lying in bed
    with them right now either.
    Şimdi de onlarla yataktan
    çıkamıyorsun dimi.
  • Dying is one of the few things that can be done as easily lying down.
    Woody Allen
    Ölmek öyle kolayca yattığınız yerden yapabileceğiniz birkaç şeyden biridir.
  • She was definitely lying about having an affair with him.
    Onunla ilişkisi olduğu konusunda kesinlikle yalan söylüyordu.
  • Your son is lying to us.
    Oğlunuz bize yalan söylüyor.
  • She soon realised what had really happened, opened her eyes wide, whistled to herself, but did not waste time to yank open the bedroom doors and shout loudly into the darkness of the bedrooms: Come and 'ave a look at this, it's dead, just lying there, stone dead!
    Kısa sürede gerçekten ne olduğunun farkına varmıştı,gözlerini ayırdı,kendi kendine ıslık çaldı,fakat yatakodasının kapılarını açmak için ve yatak odalarının karanlığına yüksek sesls bağırmak için zaman kaybetmedi:gel ve buna bak,bir ölü,tam orada uzanıyor,taş gibi ölü.
  • Both guards were lying on the ground near the armored truck.
    Her iki güvenlik görevlisi de zırhlı aracın yanında yerde yatıyordu.

  • Men are liars. We'll lie about lying if we have to. I'm an algebra liar. I figure two good lies make a positive.
    Tim Allen
    Erkekler yalancıdırlar,biz yalan söylemek zorunda kalırsak,yalan söyleme hakkında yalan söyleyeceğiz,ben bir cebir yalancısıyım,bir olumlu yapmak için iki iyi yalan düşünürüm.
  • In this scene, a beautiful young woman’s lying across the tracks.
    Bu sahnede, güzel bir genç bayan raylara uzanıyor.

  • Don't look at me like that.
    He's lying.
    Bana öyle bakma.
    Yalan söylüyor.
  • Look, I'm tired of lying to you.
    Bak, sana yalan söylemekten yoruldum.
  • She was lying legs spread-eagled.
    Bacakları ayrılmış yatıyordu.
  • What I don't enjoy is lying to my friend or being in a constant stat of jet lag from flying to far corners of the world for a man that I wish were dead.
    Arkadaşıma yalan söylemekten ya da aslında ölmüş olmasını dilediğim bir adam için dünyanın uzak köşelerine uçup durduğum için sürekli jet uyumsuzluğu yaşamaktan keyif almıyorum.
  • The man is lying on a small beach at the foot of the cliff.
    Adam, yamacın eteğindeki küçük sahilde uzanmış yatıyor.


214 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024