go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 967 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

once

zf. bir zamanlar
i. bir kere
bğ. olur olmaz
  • I don't keep track of accounts
    once we resign them.
    Bıraktığımız müşterilerin ne yaptığını
    takip etmiyorum.
  • I think you're confusing
    a lot of things at once right now.
    Bence şu anda her şeyi birbirine
    karıştırıyorsun.
  • I went there with
    her once.
    Ben de oraya, bir defa
    onunla gitmiştim.
  • I once bought a woman a car
    for the same reason.
    Ben de aynı sebepten, bir
    kadına araba almıştım.
  • By degrees Mr. Duncan Ross took to coming in only once of a morning, and then, after a time, he did not come in at all.
    Bay Duncan Ross,yavaş yavaş sabahları sadece bir kez içeri girmeyi alışkanlık edindi ve sonra,bir süre sonra, hiç içeri girmedi.
  • Make no mistake once you're in the Bakara market.. ...you're in an entirely hostile district.Don't underestimate their capabilities.
    Bakara marketteyken hiçbir hataya yer olmasın.. sen tamamen düşmanca bir bölgede olacaksın. Yapabileceklerini küçümseme.
  • Your suspicion about your father having once worked for the KGB is accurate.
    We don't know for sure
    Babanın bir zamanlar KGB için çalıştığı konusundaki şüphen doğru.
    Bunu kesin olarak bilmiyoruz.
  • to do some things together once in a while.
    Arada bir de olsa, beraber
    bir şeyler yapmış olurduk.
  • to pick up a check once in a while?
    ...alsan ölür müydün?
  • -I'll accumulate as much energy as I can and direct it at the TV all at once
    -You're crazy. We don't know how it operates.
    -Toplayabildiğim kadar fazla enerjiyi toplayıp bir an önce TVye yönlendireceğim.
    -Sen delirmişsin. Nasıl çalıştığını bilmiyoruz.
  • -What happened to Raj's legs?
    - Nothing serious, really. He met with an accident once and hurt his knee."
    -Raj'ın bacağına ne oldu?
    -Gerçekten ciddi bir şey değil. Başına bir kaza geldi ve dizini incitti.
  • -How often do you look after him Marcus?
    -Every once in a while.
    -Ne sıklıklsıa onunla ilgileniyorsun?
    -Her fırsatta.
  • -Leave them once they finish their task.
    -What if they report to the police l mean...
    -Kill them after they finish the tasks.
    -İşlerini bitirinceye kadar onları rahat bırak.
    - Ama ya polise giderlerse... diyorum?
    - İşlerini bitirdikten sonra öldür.
  • - There'll be a ship to escort you. You'll have protection once you're past the gate.
    - Well, I should hope so.See you .
    - Size eşlik edecek bir tekne olacak. kapıdan çıkar çıkamz sizi koruyacaklar.
    - Umuyorum. Görüşürüz.
  • - l promise you: once you finish your task here, we'll get enough money to go home. And we will never kill again.
    - Fatty, good job! One is wounded another is shot in head.
    - Sana söz veriyorum; buradaki işini bitirir bitirmez, eve gitmeye yetecek kadar paramız olacak. Ve bir daha asla öldürmeyeceğiz.
    - İyi iş Fatty! Birisi yaralı, diğeri kafasından vurulmuş.
  • - Rose, we only want what's good for you .Opium is harmful, and once you're addicted to it, you'll really go to heaven!
    - Rose, biz sadece senin için iyi olanı istiyoruz. Opium zararlı, ve bir kere bağımlı hale gelirsen, gerçekten cennete gidrsin.
  • - Once Hal becomes the king, he has to take on the responsibilitie of leadership and turn his back...on his old, drunken friend, Falstaff.
    - Hal kral olduğunda, liderliğin sorumluluklarını üstlenmek ve eski ayyaş arkadaşı Falstaff.'e sırt çevirmek zorunda olacak.
  • - Gold from teeth, melted down, sent once a month to the medical department of the Waffen SS. A lampshade made from human skin. ..
    - Eritilmiş, ayda bir Waffen SS'in tıbbi bölümüne gönderilmiş dişten altın, İnsan derisinden yapılmış bir abajur...
  • - Nothing serious, really. He met with an accident once and hurt his knee. We gave him the best treatment, but he's psyched now. He thinks he might fall, if he tried to walk.
    - Ciddi birşey yok, gerçekten. Bir keresinde kaza geçirmiş ve dizini yaralamış. En iyi tedaviyi uyguladık. Ama şu anda kendini aldatıyor. Eğer yürümeyi denerse, düşeceğini zannediyor.
  • - This is no ordinary lamp. It once changed the course of a young man's life.
    - Bu sıradan bir lamba değil. Bir keresinde genç bir adamın hayatının yönünü değiştirdi.

1,632 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024