-The car doesn't attract any women.
-A convertible must be appealing
-A convertible...must be really expensive. Is there anything to sell?
-Araba hiç bir kadının ilgisini çekmiyor.
-Üstü açık bir araba çekici olabilir.
-Üstü açık bir araba..gerçekten pahallı olmalı. Satacak bir şey var mı?
- What's your problem? Ever since the ambush in the car park, you've looked at me like I'm your enemy. Why?
- I really want to know something. Why weren't you hurt in the car park?
- Senin derdin ne? Park yerindeki pusudan beri, bana düşmanınmışım gibi bakıyorsun. Neden?
- Gerçekten bir şeyi bilmek istiyorum. Niçin park yerinde yaralanmadın?
- You didn't think about it, not once, the possibility that Rambald could be right about me.
- No, I didn't.
- Why not?
- I believe in you.
- Did you think, I'd jus throw anyone in my trunk?
- I just checked with transportation. You're gonna take the car to Dozer Field. There's a jet waiting to take you to Italy.
- Rambald'ın benim hakkımda haklı olabileceği ihtimalini bir kere bile düşünmedin,
- Hayır, düşünmedim.
- Neden?
- Sana inanıyorum.
- Herhangi birisini arabamın bagajına atabileceğimi düşündün mü?
- Ulaşım yollarını kontrol ettim. Dozer Field'a arabayı götüreceksin. Orada bir jet seni İtalya'ya götürmek için bekleyecek.
- I used to think money was everything. If you´ve got money, I used to say you can have beautiful birds, handsome suits, a car of your own. But those things aren´t a bit of use without good health.
- Paranın herşey olduğunu sanırdım. Paran varsa derdim, güzel genç kadınların, hoş takım elbiselerin ve kendi araban olur. Ama tüm bu şeyler sağlığın yerinde değilse işe yaramıyor.Cmt Ağu 29, 2009 9:21 am
- I used to think money was everything. If you´ve got money, I used to say you can have beautiful birds, handsome suits, a car of your own. But those things aren´t a bit of use without good health.
- Paranın herşey olduğunu sanırdım. Paran varsa derdim, güzel genç kadınların, hoş takım elbiselerin ve kendi araban olur. Ama tüm bu şeyler sağlığın yerinde değilse işe yaramıyor.
- That's the fiirst question people ask. Have I ever killed anyone? So casually, like asking me what kind of car I drive. Why don't they ever ask if I ever saved anyone?
- Have you? Saved anyone, I mean.
- İnsanların ilk sorduğu soru bu. Kimseyi öldürdüm mü? Ne tür araba kullanmdığımı sormak gibi, o kadar teklifsizce. Neden hiç bir zaman birini kurtardım mı diye sormuyorlar?
- Yaptın mı? Birini kurtardın mı yani?
- Hey, kids! Get out of my car! Lock the doors. That's my car. Get out of there. Get out of my car. Oh, thanks, mister. You saved our lives.
- He's a car thief. This is a stolen car?
- No.
- Hey, çocuklar! arabamdan çekilin! Kapıları kilitle. O benim arabam. Çekilin oradan. Arabamdan uzaklaşın. Oh, teşekkürler bayım. Hayatımızı kurtardınız.
- O bir araba hırsızı. Bu araba çalıntı mı?
- Hayır.
- I want to know something. Why weren't you hurt in the car park? How did you drive my car without my key? How come you carry a set of skeleton keys?
- Birşey bilmek istiyorum. Neden park yerinde yaralandın? Benim arabamı anahtarım olmadan nasıl kullanabildin? Nasıl oluyor da bir maymuncuk setin var?
- A gun.
- I know where you can get a gun.
- Don't. I need a silver bullet.
- Oh, be serious, would you?
- No, a gun would be good.
- Put the gun to your head and pull the trigger. If you put it in your mouth you'd be sure not to miss.
- Thank you. You're all so thoughtful. A knife!
- An electric shock!
- A car crash!
- Throw yourself in front of a tube.
- Bir tabanca.
- Nereden tabanca bulabileceğini biliyorum.
- Yapma. Gümüş kurşun gerekir.
- Ciddi ol, tamam mı?
- Hayır, tabanca iyi olurdu.
- Tabancayı kafana koyar ve tetiği çekersin. Ağzına koyarsan, ıskalamadığından emin olursun.
- Teşekkürler. Çok düşüncelisin. Bıçak! Elektrik şoku.
- Araba kazası.
- Kendini metronun önüne at!