go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 906 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

else

zf. başka
  • Anything else? What do you mean, "anything else"?
    Başka bir şey mi? Başka bir şey de ne demek?

  • What else have you lied to me about?
    Bana başka ne yalan söyledin bakalım?

  • You'll tell me, because there's no else to tell me.
    Bana anlatacak başka kimse olmadığı için sen anlatıyorsun.
  • Hey, what else can I say. At least things can't get any more depressing.
    Baksana, başka ne diyebilirim ki. En azından durum bundan daha can sıkıcı olamaz.
  • My father knew the secret of bell-making. Before he died, he passed it to me. No one else knows, except me
    Babam, çan yapmanın sırrını biliyordu. Ölmeden önce, bunu bana bildirdi. Benim dışımda kimse bilmiyor.
  • Excuse me!,can I talk to you for a minute ?,it's very important,
    OK.what is the matter?
    I saw your wife with somebody else yesterday.
    Do I know him?
    Unfortunately,yes.
    Affedersin,bir dakikanı alabilirmiyim ?,çok önemli,
    Pekala mesele nedir?
    Karını dün başka biriyle gördüm.
    Onu tanıyormuyum?
    Maalesef,evet.
  • - The tank is full. Something else must be wrong.
    - I found the defect. The stone pierced the tank.
    - Tank dolu. Başka bir şey hatalı olmalı.
    - Arızayı buldum. Taş, tankı delmiş.
  • - We just lost a few inches, that's all. Oh! Your Highness, I can't count when you hover like that.
    - Oh, of course. I'm sorry. Go ahead. Guys, go shade someone else for a while.
    - Sadece birkaç inç kaybımız var, hepsi bu. Ah!. Majesteleri. Siz böyle havada uçuşuken doğru sayamıyorum.
    - Ah, tabi ya. Üzgünüm. Devam edin. Çocuklar şimdilik bir başkasını dinleyelim.
  • - Rita, think real hard! What else did you notice? Wristwatch, pocket handkerchief, briefcase or a camera?
    - There was something,yes. He wore a little button in his lapel.
    - Rita, çok iyi düşün! Başka ne gördün? Kol saati, cep mendili, çanta, ya da bir fotoğraf makinei?
    - Evet, birşey vardı. Gömlek yakalarında küçük bir düğme vardı.
  • - Then you'll have to do something about it and someone else will be hurt. It's really very simple.I can hurt someone or not hurt someone.
    - O zaman bu konuda bir şeyler yapmalısın ya da başka birinin canı yanacak. Gerçekten çok basit. Birinin canını yakabilirim ya da yakmayabilirim.
  • - What are you doing?
    - Peanut butter calms me down.
    - Somebody else might want to use that jar .
    - i'll leave some. Don't worry!
    - Ne yapıyorsun?
    - Fıstık ezmesi beni yatışturuyor.
    - O kavanozu kullanmak isteyen başkaları da olabilir.
    - Biraz bırakacağım. Merak etme!
  • - I was scared.
    - Scared of what?
    - Of losing him. And I guess that's what I did. I lost him.
    - You were just trying to find your way. What else can we do?
    - Korkuyordum.
    - Neyden korkuyordun?
    - Onu kaybetmekten. Ve sanırım yaptığım bu. Onu kaybettim.
    - Sen sadece kendi yolunu bulmaya çalışıyordun. Başka ne yapabiliriz?
  • - Hey, pretty cool, huh? Nifty lids.
    - All right, this is for Mikey.
    - All righty
    - Hey, it's a lampshade. Let's see.
    - And for Leonardo,there you go. What else do we have here?
    - And Donatello...?
    - Japanese swords.
    - Hey, çok hoş, ha? Kullanışlı botlar.
    - Tamam, bu Mikey için.
    - Tamamdır.
    - Hey, bu bir abajur. Bir bakalım.
    - Ve Lomberdo için, al bakalım. Başka neyimiz var?
    - Ya Donatello...?
    - Japon kılıçları.
  • - You see, someone else marries her.
    - You call that luck?
    - No, I call it good judgement.
    - Perhaps.
    - Görüyorsun, bir başkası evleniyor onunla.
    - Buna şans mı diyorsun?
    - Hayır, iyi yargı diyorum.
    - Belkide.
  • - Look at the size of the shirt! He seems so tall.
    - Tell me, how does he look?
    - Very handsome. Tell us, what else did he do?
    - Nothing at all.
    - Must've kissed you.
    - No, he isn't that type.
    - Gömleğin ölçüsüne bir bak! Çok uzun boylu görünüyor.
    - Söyle nasıl görünüyor?
    - Çok yakışıklı. Başka ne yaptı onu söyle.
    - Hiçbir şey.
    - Seni öpmüştür.
    - Hayır. O tip biri değil.
  • - I usually say fuck the truth. But mostly the truth fucks you. I see something else about you. Deep inside you, there's a part of you...the most inner part... entirely free of disease. I can see that. Is that....
    - That isn't true.
    - Genelde gerçeği boşver derim. ama genellikle gerçek seni boşverir. Sende başka birşey daha görüyorum. Derinlerde, bir tarafın... en içten tarafın... tamamen hastalıktan uzak. Bunu görebiliyorum. Bu...?
    - Bu doğru değil.
  • - Listen! We found it in your jacket. It's the handkerchief that used in Poland restaurant on the border. What else can you say now?
    - Dinle! Ceketinde bulduk. Sınırdaki Polonya restoranında kullanılan mendil. Şimdi bize başka ne söyleyebilirsin?
  • - I will not be the cause of any more death because my judgement was faulty ...I will not permit anyone else to sacrifice their life for mine.
    - Daha fazla ölüme neden olmayacağım çünkü benim yargım yanlıştı... Hiç kimsenin hayatını benimki için feda etmesine izin vermeyeceğim.
  • - There is nothing else to wait for.
    - Nothing for you maybe
    - Nothing but hammering that stupid bag.
    - Daha fazla bekleyecek bir neden yok..
    - Senin için yok belki.
    - Bu aptal çantayı çekiçlemenin dışında bir neden yok.
  • - l damn sure I learn quick.
    - Silver hollow point filled with garlic! You aim for the head or the heart.Anything else is your ass.
    - Çok çabuk öğrenirim.
    - Gümüş şişeyi sarımsakla doldur. Kalbine veya kafasına hedef alacaksın. Iskalarsan ölürsün!

1,322 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024