En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
drank,
drunk,
drinking,
drinks
f. içmek
i. içecek - Too late for me to drink coffee.''
Kahve içmek için çok geç bir saat."
- You can drink all you want and there's no hangover.
İstediğin kadar içki içebilirsin ve içki sersemliği falan yok.
- I drink to forget I drink.
Joe E. Lewis İçtiğimi unutmak için içerim. 18.06.2010 onr - ?eviren: Duran !- I drink therefore I am.
W. C. Fields İçiyorum,bu yüzden varım. 18.06.2010 onr - ?eviren: Duran !- You got anything to drink?
İçecek bir şeylerin var mı?
- You will eat horsemeat every day, drink horse milk, wear coins in hair.
Her gün at eti yiyecek, at sütü içecek, saçlarına madeni para takınacaksın. - No, thanks. l can't drink coffee at night. lt keeps me up.
Hayır, teşekkürler. Geceleri kahve içmem. Bütün gece ayakta tutuyor beni.
- Come on,I'll buy you a drink.
Hadi, sana bir içki ısmarlayayım.
- Let's drink some blueberry juice. My wife made it.
Hadi böğürtlen suyu içelim. Karım yaptı. 14.12.2009 enscapsulation !- I could really use a drink.
Gerçekten içki içmeye ihtiyacım var. - I was thinking, if you're not too busy, maybe we can get together, have a drink or something?
Düşümdüm de,eğer vaktin varsa, belki görüşebiliriz, bir şeyle içeriz falan.
- I like to drink wine more than I used to.
Canım daha fazla şarap
içmek istiyor. - When you spilled the drink on the ambassador what was I supposed to do?
Büyükelçinin üstüne içeceği döktüğünde ne yapmamı bekleniyordu? - You can drink here.
Burada da içebilirsin. - This coffee’s too hot for me to drink.
Bu kahve içemeyeceğim kadar sıcak.
- This is a drink called "wine" from a land called "France". It´s made from grapes.
Bu içeçeğina dı şarap. Fransa' da üzümden yapılıyor bu. - Was this man ordered to not drink from his canteen during the friday night march?
He was, sir.
Private Christenson, you have disobeyed a direct order. Bu adama cuma gecesi yürüyüşünde matarasından su içmemesi emredildi mi?
Evet, efendim.
Er Christenson, size verilen emre itaat etmediniz. - I'm never gonna drink again.
Bir daha asla içmeyeceğim. - You know how you said
we should get a drink sometime? Bir ara içki içebilir miyiz diye sormuştun,
hatırlıyor musun? - -I never drink and I never take drugs.
Ben hiçbir zaman içki içmem ve uyuşturucu almam.
358 c?mle
|