go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 922 kişi  29 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

deal

dealt, dealt, dealing, deals
f. uğraşmak, ele almak
i. davranış, alışveriş, anlaşma
ünl. oldu
  • It isn't a big deal to carry cement sacks. You're right, but it takes strength and this kid looks too weak.
    Çimento torbalarını taşımak öyle büyük bir iş değil. Ama haklısın, kuvvet isteyen bir iş ve bu çocuk da çok çelimsiz görünüyor.
  • So, how did you
    deal with that?
    Bununla nasıl başa çıktın peki?
  • From now on you deal with Turnbull.
    Open that door, son.
    Bundan sonra Turnbull ile muhatab olun.
    Kapıyı aç.
  • This is a pretty bad deal for Kramer.
    Bu Kramer için çok kötü bir anlaşma.

  • You know, because this is your first show, it's a pretty standard deal.
    Bu ilk programınız olacağı için bu standart bir tekliftir.

  • You know, we never had one fight before this deal.
    Bu anlaşmadan önce hiç kavga etmemiştik.

  • What's the deal with you and this guy?
    Bu adamla aranızdaki sorun nedir?

  • What's the deal with you and Brad?
    Brad’le aranızdaki nedir?
  • It takes little talent to see what lies under one's nose, a good deal to know in what direction to point that organ.
    W. H. Auden
    Birinin burnunun altında ne uzandığını görmek biraz yetenek ister,o organı gösterecek yönü bilmek epeyce yetenek ister.
  • You felt we had a deal. A deal connotes reaching some point of equality. I'm afraid there's never been anything equal about us.
    Bir anlaşmamız olduğunu hissediyordun. Anlaşma, bir eşitlik noktasına varma anlamına gelir. Korkarım bizimle ilgili eşit hiçbir şey asla mevcut olmadı.
  • Look, just because Kramer vomited on her doesn't mean the deal is dead.
    Bak, sırf Kramer'ın onun üstüne kusması, anlaşmanın sona erdiği anlamına gelmez.

  • So, listen, what's the deal with you and Ellie now?
    Bak, dinle sen ve Ellie'nin arasında neler oluyor?
  • What's the deal with Aquaman?
    Aquaman'in nesi var ki?

  • Deal.
    Anlaştık.

  • The deal is non negotiable' so how do they propose we negotiate a non-negotiable deal?
    Anlaşma tartışılamaz. O halde nasıl oluyor da tartışılamaz birşeyi tartışmayı teklif ediyorlar.
  • but I am calling your father, let him deal with you.
    ama babanı arıyorum, seninle o ilgilensin.

  • ...if we're gonna get any prints off this. - What's the deal with the ring?
    ...bundan parmak izi çıkartabilirsek. - Yüzük neden bu kadar önemli?

  • ...but if they could get a little help
    and close the deal fast...
    ...ama biri yardımcı olursa,
    kolay anlaşmaya varılırsa,...
  • - I don't want to testify, and I don't want to deal with anybody except you.
    - Why with me?
    - Tanıklık etmek istemiyorum ve senin dışında hiç kimseyle uğraşmak istemiyorum.
    - Niçin benimle?
  • - Put your pants on. - What's the big deal?
    - Pantolonunu giy. - Neden bu kadar önemli?


1,024 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024