go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 827 kişi  24 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

buy

bought, bought, buying, buys
f. satın almak
i. satın alma
  • Go buy us some coconut water darling, I want to sunbathe.
    Gidip bize hindistan cevizi suyu al sevgilim, güneş banyosu yapmak istiyorum.
  • They gave me the address where I can go to buy my waitress uniform.
    Garson üniformamı(giysimi) almaya gidebileceğim adresi verdiler.
  • Yeah, the kind that Castro smoked. You can't buy them anywhere.
    Evet, Castro'nun içtiklerinden. Heryerden bunları alabilirsin.

  • Listen, Charles, I have an idea. You'll need to buy me a pair of binoculars.
    Dinle, Charles. Bir fikrim var. Bana iki adet dürbün alman gerekiyor.
  • You can buy almost anything in a big department store.
    Büyük bir mağazada hemen hemen her şeyi satın alabilirsiniz.
  • He couldn't come today. He had to go and buy flour
    Bugün gelemedi. Gidip un alması gerekiyordu.
  • We need your signature to buy this machine.
    Bu makineyi almak için sizin imzanıza ihityacımız var.
  • Those books your father used to buy for your mother. The ones he had imported years ago.
    Bu kitapları baban annen için alıp dururdu. Bunları yıllarca önce ithal etmişti.
  • I had to buy a gift for someone.
    Birisi için hediye almak zorundaydım.

  • I have bought a lot of souvenirs, and I want to buy some more.
    Birçok hediyelik eşya satın aldım ve ben daha almak istiyorum.

  • Let me buy you a pack of gum...I'll show you how to chew it.
    Bir kutu sakız almama izin ver. Sana nasıl çiğnendiğini göstereceğim.
  • We used to have a dairy when I was a child and my mother used to milk our cows.
    I go to the dairy to buy milk for my sister everyday.
    Ben çocukken bir mandramız vardı ve annem ineklerimizi sağardı.
    Kızkardeşime süt almak için hergün mandraya giderim.
  • Maybe she's just trying to buy his love.
    Belki onun sevgisini satın almak istiyordur.

  • Oh, maybe I'll buy a
    glove with no knuckles.
    Belki de parmaksız eldiven alırım.
  • Mr. Dixon, I really never have an occasion to buy another man a present, uh except my father at Father's Day.
    Bay Dixon, gerçekten babalar gününde babam hariç, başka birine hediye almaya asla fırsatım olmaz.
  • Would you like to buy me a fat-free frozen yogurt at the store, Kramer?
    Bana marketten donmuş yağsız yoğurt alır mısın Kramer?

  • He said he was gonna buy me a fur. I always wanted a fur.
    Bana kürk alacağını söylemişti. Bunu her zaman istemişimdir.

  • My lawyer advises me to buy the house.
    Avukatım bu evi satın almamı öneriyor.
  • when Alice said to her husband Josh she would like to buy a new house, her father in law stared at her.
    Alice kocası Josh'a yeni bir ev almak istediğini söylediğinde kayınpederi ona dik dik baktı.
  • - Okay, visualize this with me! You're down in New York consulting with Lou Gerstne or the head of GE and telling them how to buy South American countries but on the weekends you fly back up here.
    - Tamam benimle birlikte hayal et! New York'da Lou Gerstne ile ya da GE'nin başı ile görüşüyorsun ve onlara Güney Amerika ülkelerini nasıl satın alacaklarını anlatıyorsun ama haftasonları buraya uçuyorsun.

575 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024