- Steve called.
- What did he say?
- He said where the hell were you. What did you tell him?
- That you have to wait 24 hours before you file a missing person's report.
- I thought you were in somebody's trunk.
- I was with Danny.
- I waited for you at the steam bath. Just sweating my ass off with some fat women from the old countrywho don't speak any English.
- Steve aradı.
- Ne dedi?
- Hangi cehennemde olduğunu söyledi. Ona ne söyledin?
- Kayıp kişi raporu vermeden evvel 24 saat beklemen gerektiğini.
- Birinin bagajındasın sandım.
- Danny ile birlikteydim.
- Seni buhar odasında bekledim. Eski ülkeden gelen ve hiç İngilizce konuşamayan şişman bir kadınla birlikte kıçımı terletiyordum.
- A gun.
- I know where you can get a gun.
- Don't. I need a silver bullet.
- Oh, be serious, would you?
- No, a gun would be good.
- Put the gun to your head and pull the trigger. If you put it in your mouth you'd be sure not to miss.
- Thank you. You're all so thoughtful. A knife!
- An electric shock!
- A car crash!
- Throw yourself in front of a tube.
- Bir silah.
- Nereden silah bulabileceğini biliyorum.
- Yapma. Gümüş mermi gerekir.
- Ciddi ol, tamam mı?
- Hayır, silah iyi olurdu.
- Silahı kafana koyar ve tetiği çekersin. Ağzına koyarsan, ıskalamadığından emin olursun.
- Teşekkürler. Çok düşüncelisin. Bıçak! Elektrik şoku.
- Araba kazası.
- Kendini metronun önüne at!