The caliph was puzzled. He was fond of Abdul, and he was angry becuse Abdul had been badly frightened by the stranger in the market. He decided to go to the market and investigate. When he found the man in black, he spoke to him angrily.
“Why did you frighten my servant?”
“Who is your servant?” the stranger replied.
“His name is Abdul,” answered the caliph.
“I didn’t want to frighten him. I was just surprised to see him in Baghdad.”
“Why were you surprised?” the caliph asked.
“I was surprised because I have an appointment with him – tonight – in Samarra!”
Halifenin kafası karışmıştı. Abdul’e çok düşkündü ve sinirliydi çünkü Abdul pazardaki bir yabancı tarafından çok kötü korkutulmuştu. Pazara gidip araştırmaya karar verdi. siyahlar içindeki adamı gördüğünde, onunla öfkeli bir şekilde konuştu.
“Niye hizmetkarımı korkuttun?”
“Senin hizmetkarın kim?” diye cevapladı yabancı.
“Adı Abdul” diye yanıt verdi halife.
“Onu korkutmak istemedim. Sadece onu Bağdat’ta gördüğüme şaşırdım.”
“Niye şaşırdın?” diye sordu halife.
“Şaşırdım çünkü onunla randevum var – bu gece – Samarra’da!”
