Dick and Janet were driving along a quiet country road in Ohio. They were on their way to Cincinnati. It was almost midnight.
Janet: Dick, look over there. There’s something in the sky. What is it?
Dick: I don’t know what it is. It’s probably a plane.
Janet: I don’t think so. It’s too big – and too bright.
Dick: You’ve seen too many movies, Janet. Oh, no!
Janet: What’s the matter?
Dick: The engine just died.
Janet: What’s happened to it?
Dick: well, I don’t know what happened. We’ll have to find a service station.
Janet: There’s one in the next town.
Dick: Great, but I don’t know if it’s open. It’s really late.
Dick ve Janet, Ohio’da sessiz bir köy yolunda arabayla gidiyorlardı. Cincinnati yolundaydılar. Neredeyse gece yarısıydı.
Janet: Dick, şuraya bak. Gökyüzünde bir şey var. O ne?
Dick: Ne olduğunu bilmiyorum. Muhtemelen bir uçaktır.
Janet: Ben öyle düşünmüyorum. Çok büyük – ve çok parlak.
Dick: Çok fazla film izledin, Janet. Ah, hayır!
Janet: Sorun nedir?
Dick: Az önce motor durdu.
Janet: Ona ne oldu ki?
Dick: Şey, ne olduğunu bilmiyorum. Bir servis istasyonu bulmamız gerekecek.
Janet: Sonraki kasabada bir tane var.
Dick: Harika ama açık mıdır bilmiyorum. Gerçekten çok geç.
