phone calls 1

Vicki: Hello?
Randy: Vicki? Is that you?
Vicki: Uh-huh. Who’s this?
Randy: It’s Randy.
Vicki: Randy? Randy who?
Randy: What do you mean, “Randy who?” Randy Dixon, of course.
Vicki: Oh, Randy, I’m sorry.
Randy: Yes. We had a date last night. Where were you? I waited two hours.
Vicki: Oh, I’m sorry, Randy. I couldn’t come.
Randy: Couldn’t come! Why not?
Vicki: Well, I had to wash my hair.
Randy: Wash your hair! Why didn’t you call me?

Vicki: Merhaba?
Randy: Vicki? Sen misin?
Vicki: Ha-ha. Kim o?
Randy: Randy.
Vicki: Randy mi? Hangi Randy?
Randy: “Hangi Randy?” ile neyi kastediyorsun? Randy Dixon, tabi.
Vicki: Ah, Randy, üzgünüm.
Randy: Evet. Geçen gece bir randevumuz vardı. Neredeydin? İki saat bekledim.
Vicki: Ah, özür dilerim, Randy. Gelemedim.
Randy: Gelemedin! Neden?
Vicki: Şey, saçlarımı yıkamam gerekiyordu
Randy: Saçlarını yıkamak! Neden beni aramadın?