Miami Police 1

Laura : This is a very important job, Duane.
Duane: Right, boss. What do I have to do ?
Laura: You have to fly to Bermuda tonight.
Duane: Bermuda, huh? I have a girlfriend there.
Laura: I know that! But you can’t visit her.
Duane: Sure, boss. Where do I have to stay?
Laura: You have to go to the Palm Tree hotel. Stay in your room and wait for Eric. Eric has the Picasso painting.
Duane: Which passport do I have to use?
Laure: The British one. And don’t forget, you have to speak with a British accent. They can’t discover your real nationality!
Duane: OK. Do I have to drink tea?
Laura: Yes, you do!
Duane: Oh ,no, boss! I hate tea.

Laura: Duane bu ​​çok önemli bir iş.
Duane: Evet, patron. Ne yapmam gerekiyor?
Laura: Senin bu gece Bermuda’ya uçman gerek.
Duane: Bermuda, mı? Orada bir kız arkadaşım var.
Laura: Biliyorum! Ama sen onu ziyaret edemezsin.
Duane: Tabii, patron. Nerede kalacağım ben?
Laura: Sen Palm Tree otele gidersin. Odanda kal ve Eric’i bekle. Eric’te Picasso resmi var.
Duane: Hangi pasaportumu kullanmam gerekiyor?

Laure: İngiliz olanını. Unutma, bir İngiliz aksanıyla konuşmak zorundasın. Onlar senin gerçek milliyetini öğrenmemeli!
Duane: Tamam. Ben çay içmek zorunda mıyım?
Laura: Evet, zorundasın!
Duane: Oh, hayır, patron! Ben çaydan nefret ediyorum.