talk | I guess I'll talk to you soon. |
| Umarım yakında görüşürüz. |
|
freaks | I guess the guys at Consolidated
are like basketball freaks. |
| Umarım Grup CEO'su basketbol düşkünüdür. |
|
flight | How was the flight over?
Oh, the flight? Goodness...I guess I was so busy reading I didn't really notice |
| Uçuş nasıldı?
Ha, uçuş mu? Tanrım...Sanırım okumaya o kadar dalmışım ki fark etmedim bile. |
|
guess | Thanks... I guess. |
| Teşekkürler... sanırım. |
|
guess | I guess new ones are expensive, but this one’s used. |
| Tahminimce yeniler pahalı ama bu kullanılmış. |
|
as well | While it lasted All beautiful things must end.. so l guess we may as well call it a day. |
| Sürmesine karşın tüm güzel şeyler sona ermeli.
Bu nedenle buna bari 'bir gün' diyelim diye düşünüyorum. |
|
optimist | We were taking bets on when you were gonna come around I've lost 30 credits already. I guess I'm just too much of an optimist. |
| Sen buraya gelirken biz bahislere başlamıştık. Ben 30 kredi kaybettim bile.Sanırım fazlasıyla iyimserim. |
|
guess | I guess. |
| Sanırım. |
|
tidy | I guess you're no so neat and tidy either. |
| Sanırım, ne düzenlisin nede derli toplu. |
|
both | I guess we both need a drink. Come on. |
| Sanırım, birer içkiye ihtiyacımız var. |
|
Bobby Bowden | I guess I'll retire someday if I live that long.
Bobby Bowden |
| Sanırım, bir gün emekli olacağım, tabii eğer o kadar uzun süre yaşarsam. |
|
Namie Amuro | I guess you could say I'm cautious, or a coward.
Namie Amuro |
| Sanırım, ben tedbirli, yada korkağın biriyim diyebilirdin. |
|
cautious | I guess you could say I'm cautious, or a coward.
Namie Amuro
|
| Sanırım, ben ihtiyatlıyım yada bir korkağım diyebilirdin. |
|
too | I guess I'm getting too old for my job.
Too grouchy. |
| Sanırım, artık bu iş için çok yaşlıyım.
Çok homurdanıyorum. |
|
queers | I guess I was wrong.
You're not queers. |
| Sanırım yanılmışım.
Siz yumuşak değil... |
|
wrong | I guess I read you wrong. |
| Sanırım seni yanlış anlamışım. |
|
guess | I guess you could say I...
really like you. |
| Sanırım sadece; seni...
severim diyebilirsin. |
|
complaints | I guess I only hear the complaints. |
| Sanırım sadece şikâyetleri duyuyorum. |
|
expire | I guess Rambaldi was wrong. Your jurisdiction just expired. I'll have a jet standing by to take you back to Washington.
|
| Sanırım Rambaldi yanıldı. Görevin şimdi bitti. Seni Washington’a geri götürmek üzere hazır bekleyen bir jetim olacak.
|
|
guess | I guess so. |
| Sanırım öyle. |
|