Pirates of the Caribbean: On Strange Tides - Jack and Angelica on the island

One pistol, one shot.

To kill myself before I starve?

There's no trusting you, love.

Besides, this is a well-traveled trade route.

You can signal a passing ship.

Or you can just bite the
proverbial bullet, as it were.

And how will I get free
of these bonds?

You broke free of your bonds
half an hour ago,
waiting for the precise moment
to pounce.

Admit it, Jack.
You still love me.

If you had a sister and a dog,

I'd choose the dog.

Treasure!
There is a chest with jewels!

Jewels with the power
to rule the wind and tide!

- You're making that up!
- Wait...

I am with child. Yours.

- I don't recall that we ever had...
- You were drunk!

- I've actually never been that drunk.
- Wait!

There is something I want to say to you.

Something I wanted to say
from the moment we first met.

Go on, then.

I love you.

As do I.

Always have. Always will.

I gotta go.

Jack!

This is not over!

Jack!

Missed!

Sparrow!

Tek silah ve tek mermi.

Açlıktan ölmeden kendimi vurayım diye mi?

Sana güvenmiyorum aşkım.

Ayrıca burası hareketli bir ticaret yolu.

Geçen gemilere işaret verebilirsin.

Ya da zorda kalırsan
mermiyi kendin için kullanırsın.

Ya bu iplerden nasıl kurtulacağım?

İplerden yarım saat önce kurtuldun ve
saldırmak için uygun bir an kolluyordun.

İtiraf et Jack, hâlâ bana aşıksın.

Bir kız kardeşin ve bir de köpeğin olsaydı...

...ben köpeği seçerdim.

Hazine!
mücevherler dolu bir sandık!

O hazineyle denizlerde
hükümdarlık kurabilirsin.

- Uyduruyorsun.
- Bekle.

Hamileyim.
Senin çocuğuna.

- Öyle bir şey yaptığımız hatırlamıyorum.
- Sarhoştun!

- Aslında ben hiç o kadar sarhoş olmam.
- Bekle.

Sana bir şey söylemek istiyorum.

İlk tanıştığımız andan beri
söylemek istediğim bir şey.

Söyle bakalım.

Seni seviyorum.

Ben de seni seviyorum.

Hep sevdim.
Hep de seveceğim.

Gitmeliyim.

Jack!

Bu iş burada bitmedi!

Jack!

Iskaladın.

Sparrow!