Kpds Kelimeleri

• janitor: i. kapıcı, bina sorumlusu, hademe
• jar: f. gıcırdamak, kavga etmek i. kavanoz
• jargon: i. jargon, özel dil, meslek argosu, mesleki dil
• jaundice: i. sarılık, kıskançlık, haset, önyargı
• javelin: i. cirit, cirit atma, kargı, mızrak
• jawbone: i. çene kemiği, tehdit
• jealous: s. kıskanç
• jeer: f. alay etmek, dalga geçmek, yuhalamak, taş atmak i. alay, taş
• jeopardy: i. riziko, risk, tehlike
• jerk: f. sarsmak, silkmek, çekivermek, sarsılmak, titremek, sıçramak, eti dilimleyip güneşte kurutmak i. sarsıntı, ani hareket, refleks, kasılma, pislik, ahmak, iğrenç tip, aşağılık kimse, soda makinesi, kola makinesi
• jest: f. şaka söylemek, şaka yapmak i. şaka, alay
• jewel: f. değerli taşlarla süslemek i. mücevher
• jigsaw: i. oyma testeresi
• jingo:
• jocular: s. şakacı, güldürücü
• jogging: i. jogging, tempolu ve yavaş koşma
• joint: f. eklemek i. birleşme yeri s. müşterek
• jokingly: zf. şaka yollu
• jolly: f. ikna etmek s. neşeli, şen zf. çok, fazlasıyla
• journal: i. bülten, gazete, dergi
• journalism: i. gazetecilik
• journey: f. seyahat etmek i. yolculuk
• jovial: s. neşeli, keyifli, şen şakrak, sevinçli
• joy: i. neşe, keyif, sevinç
• jubilant: s. çok sevinçli, sevinçten uçan
• jubilee: i. jübile, yıldönümü
• judge: f. hüküm vermek i. yargıç, hakem
• judgment: i. tahmin, düşünce, yargılama, kanı, yargı, sağduyu, hüküm, karar, muhakeme
• judicial: s. hukuki, adli, mahkemeye ait, yargıçlara ait, tarafsız, yargılayan, eleştirici
• judiciary: i. adlı, yargıçlar
• judicious: s. makul, akıllıca, akla uygun, aklı başında
• juggle: f. hokkabazlık yapmak, topları havaya atıp tutmak, oynama yapmak, oynamak, yer değiştirmek, dengelemek
• juicy: s. sulu, cıvık, özlü, çekici, ilginç, ağız sulandırıcı, kârlı
• juncture: i. birleşme, ek yeri, birleşme yeri, dikiş yeri, önemli an, nazik durum
• jungle: i. orman, karışıklık
• junk: f. çöpe atmak, atmak, hurdaya ayırmak, ıskartaya ayırmak i. çöp, değersiz şey, hurda demir, ıvır zıvır, döküntü, hurda, esrar, uyuşturucu, çin yelkenlisi
• junkie: i. esrarkeş, eroinman, uyuşturucu bağımlısı
• junkyard:
• jurisdiction: i. yargı, yargılama yetkisi, yetki alanı
• jury: i. jüri s. geçici, yedek
• just: s. adil, haklı zf. az önce, sade
• justify: f. haklı çıkarmak, savunmak, haklı göstermek, doğrulamak, hak vermek, aklamak, ayarlamak, düzeltmek, satır uzunluğunu ayarlamak
• juvenile: i. genç, çocuk, çocuk kitabı s. genç, gençlere özgü
• juvenile delinquent: i. çocuk suçlu
• juxtapose: f. yan yana koymak, dizmek, sıralamak
• keen: f. ağıt yakmak i. matem türküsü s. keskin, sert, şiddetli
• keep: f. tutmak, korumak i. kale, geçim
• keepsake: i. hatıra, andaç
• kerosene: i. gazyağı, parafin
• keynote: f. açış konuşması yapmak, ilkeleri anlatmak, vurgulamak i. esas nota, temel düşünce, ilke, parti programı