Kpds Kelimeleri

• interfere: f. karışmak, girişmek
• interfere with: f. engel olmak, tecâvüz etmek, ırzına geçmek
• interim: i. ara, geçici şey, geçici olarak yapılan şey s. geçici, ara
• interminable: s. sonsuz, uzun, bitmez tükenmez
• intermittent: s. aralıklı, kesik kesik, gidip gelen
• interpret: f. yorumlamak, tercüme etmek,
• interrogate: f. ifadesini almak, sorguya çekmek, soru sormak, sorgulamak
• interrupt: f. sözünü kesmek, yarıda kesmek
• interval: i. ara, süre
• intervene: f. geçmek, arada olmak, araya girmek, aracılık etmek, karışmak, nüfuzunu kullanmak
• interview: f. röportaj yapmak i. görüşme, röportaj
• intestine: i. bağırsak, iç, ülke içi
• intimacy: i. samimiyet, yakınlık, sıkı dostluk, cinsel ilişki
• intimidate: f. gözünü korkutmak, korkutmak
• intoxicate: f. sarhoş etmek, kendinden geçirmek, keyif vermek
• intrepid: s. cesur, korkusuz, gözüpek
• intricate: s. karmakarışık, girift, dallı budaklı, karışık
• intrigue: f. entrika çevirmek, gizlice sevişmek, ilgisini çekmek, ayartmak, kandırmak, şaşırtmak i. entrika, dolap, fesat, dalavere
• introduce: f. takdim etmek, tanıtmak
• introvert: f. kendine çevirmek, kendi içine çevirmek i. içe dönük kimse, içine kapanık kimse
• invalid: f. çürüğe çıkarmak i. hasta, sakat s. geçersiz, hükümsüz
• invaluable: s. paha biçilmez
• invent: f. icat etmek
• inventory: f. envanterini yapmak, envantere işlemek i. envanter, sayım defteri, stok
• invest: f. yatırım yapmak
• investigate: f. incelemek, araştırmak
• investigator: i. araştırmacı, müfettiş, dedektif
• investment: i. yatırım, para yatırma, kuşatma, abluka, dışderi, ektoderm, atama, tayin
• invigorate: f. canlandırmak
• invincible: s. yenilmez
• invisible: s. görünmez
• involuntary: s. istemsiz, istemeden yapılan, iradedışı
• involve: f. gerektirmek, kapsamak
• involvement: i. karışma, ilgi, sarma, bağlanma, ilişki
• invulnerable: s. yaralanmaz, zarar görmez, dayanıklı, sağlam
• irrational: s. irrasyonel, mantıksız, saçma, akılsız, oransız i. irrasyonel sayı, oransız miktar
• irreconcliable:
• irrelevant: s. yersiz, konu dışı, alâkasız, ilgisiz
• irreparable: s. onarılamaz, tamir edilemez, düzeltilemez, çaresiz
• irresponsible: s. sorumsuz, sorumlu olmayan, güvenilmez
• irreversible: s. ters çevrilemez, dönülemez, kesin, tersinmez [fiz.]
• irrigate: f. sulamak
• issue: f. çıkarmak, yayınlamak i. sayı, konu
• item: i. madde zf. keza
• ivory: s. fildişi, fildişi rengi
• jack: f. kriko ile kaldırmak, yükseltmek
• jackpot: i. jackpot, bingo, pot, büyük şans, büyük ikramiye
• jail: f. hapsetmek i. hapishane
• jalopy: i. külüstür araba, hurda araba, külüstür uçak
• jam: f. sıkıştırmak i. reçel, sıkışıklık