Kpds Kelimeleri

• grumbles:
• guard-rail:
• guardianship: i. velilik, vasilik, vekillik, koruyuculuk
• guide: f. rehberlik etmek i. rehber
• gunpowder: i. barut
• gusto: i. zevk, haz, ağız tadı, doyum
• habitat: i. doğal ortam
• hail: f. dolu yağmak, selamlamak i. dolu, sağanak, selamlama
• hair-rising:
• hairy: s. kıllı, tüylü, saçlı, kıl gibi, kıl, tehlikeli, riskli, zor
• halcyon days: i. rahat ve huzurlu günler, altın çağ, kışdönümündeki on dört günlük durgun havalı süre
• half-heartedly:
• hallmark: f. ayar damgası basmak, özellikli yapmak, karakterize etmek i. kalite işareti, ayar damgası, özellik, nitelik, ayırıcı özellik
• hallucinate: f. halisünasyon görmek, gördüğünü sanmak
• halt: f. durdurmak i. duraksama ünl. dur
• hamlet: i. küçük köy
• hammer out:
• hamper: f. engel olmak, engellemek, aksatmak, köstek olmak, zorluk çıkarmak i. kapaklı sepet, piknik sepeti, sepet (hediye)
• handle: f. ellemek, ele almak i. sap
• hanker: f. özlemek, özlem duymak, arzulamak, istemek, can atmak
• haphazardly: zf. rasgele
• harass: f. rahatsız etmek, sıkmak, bezdirmek, taciz etmek, canına okumak, çok yormak
• harbinger: f. müjdelemek, muştulamak i. haberci, müjdeci, işaret, müjde
• harbour: f. barındırmak, beslemek i. liman, barınak, sığınak
• harden: f. sertleştirmek, duygusuzlaştırmak, katılaştırmak, pekiştirmek, sağlamlaştırmak, alıştırmak, sertleşmek, duygusuzlaşmak, acımasızlaşmak, kapılmak, denge kurmak, artmak, yükselmek
• hardship: i. zorluk, güçlük, sıkıntı, cefa, yokluk, yoksulluk
• hardworking: s. çalışkan, hamarat, ateş gibi, çok çalışan, gayretli
• hark: f. dinlemek, kulak vermek
• harmful x harmless:
• harness: f. koşum takmak, koşmak, kullanmak i. koşum, koşum takımı, emniyet kemeri, kayış takımı, üniforma, zırh
• harp on: üzerinde durmak
• harsh: s. sert, kaba, kırıcı, acı, şiddetli, kulakları tırmalayan, göz kamaştırıcı, haşin, ağır, acımasız
• harvest: f. hasat kaldırmak, biçmek i. hasat, harman
• hasten: f. acele ettirmek, telaşlandırmak, acele etmek, hızlandırmak, iki ayağını bir pabuca sokmak
• hatch: f. civciv çıkarmak, kuluçkaya yatırmak, gizlice hazırlamak, iş çevirmek, yumurtadan çıkmak, çıkmak, olmak, büyümek, tarama yapmak, ince ince çizmek i. bölme, civcivler, kapak, ambar kapağı, servis penceresi, civciv çıkarma, ince çizgi, tarama
• hatred: i. kin, nefret, düşmanlık
• haughty: s. mağrur, tepeden bakan, kibirli, kendini beğenmiş, kurumlu
• haunt: f. sık uğramak, ziyaret etmek, görünmek, aklından çıkmamak, takılmak, dadanmak, yakasını bırakmamak i. uğrak, sık sık gidilen yer, buluşma yeri, yatak, yuva, in
• have faith in:
• haven: i. sığınak, barınak, liman
• hay: i. saman, kuru ot
• hazard: f. tehlikeye atmak i. risk, tehlike, şans
• hazardous: s. tehlikeli, riskli, şüpheli, şansa bağlı
• haze: f. uğraşmak, canından bezdirmek, taciz etmek i. hafif sis, pus, sis, belirsizlik, bulanıklık, şüphe
• head: f. başında olmak, yönetmek i. ana, baş, kafa s. baştaki
• headlong: s. başı önde, düşüncesiz, patavatsız, aceleci zf. başı önde olarak, acele ile, düşüncesizce, apar topar, burnunun dikine, paldır küldür
• headstrong: s. dik kafalı, inatçı, dediğim dedik, burnunun dikine giden
• heal: f. iyileştirmek, düzeltmek, tatlıya bağlamak, iyileşmek
• healer: i. iyileştirici şey, tedavi, doktor, üfürükçü, çözüm, çare
• health: i. sağlık, sıhhat s. sağlık