Kpds Kelimeleri

• sage: i. bilge, akıllı, ağırbaşlı, adaçayı
• saint: f. aziz kabul etmek, azizler mertebesine çıkarmak i. aziz, evliya s. kutsal
• salient: i. istihkâm dış açısı s. çarpıcı, belirgin, dikkat çekici, göze çarpan, çıkıntılı, dış, atlayan, sıçrayan, fışkıran
• salute: f. selamlamak i. selam, selamlama
• salvage: f. kurtarmak, değerlendirmek (hurda vb.) i. kurtarma, kurtarılan eşya, enkaz, hurda
• salvation: i. kurtuluş, kurtulma, kurtarılma, selamet, kurtarma, günahlardan kurtulma
• sample: f. örneklemek i. örnek, numune s. örnek
• sanction: f. uygun görmek, onaylamak, izin vermek i. onay, izin, müsaade, yaptırım, müeyyide, yasaları çiğnemenin cezası
• sanctuary: i. sığınak, barınak, mabet, tapınak, sığınma, koruma alanı
• sane: s. akla yatkın, akıllıca, aklı başında, makul, insaflı
• sanitary: i. umumi tuvalet [amer.] s. hijenik, sağlık, sıhhi, temiz
• sarcasm: i. dokundurma, iğneleme, dokunaklı alay, gizli alay, istihza
• sarcophagus: i. lahit
• sardonic: s. acı, alaylı, hakaret dolu
• satan: i. şeytan, iblis
• satellite: i. uydu
• satiate: f. doyurmak, gına getirmek, tatmin etmek s. tok, doymuş
• satire: i. taşlama, yergi, hiciv
• satisfy: f. tatmin etmek, hoşnut etmek
• saucer: i. fincan tabağı
• savage: f. ısırmak (köpek vb.) i. vahşi s. vahşi, yabani
• save: f. kurtarmak, biriktirmek i. kurtarma ed. başka
• saviour: i. kurtarıcı
• savour: i. tadını çıkarmak i. tat, zevk
• scaffold: f. yapı iskelesi kurmak, iskele kurmak (yapı) i. darağacı, iskele (inşaat), yapı iskelesi
• scarce: s. az bulunur, seyrek
• scare: f. korkutmak i. korku
• scarlet: i. kırmızı s. kırmızı, al, kıpkırmızı, namussuz, iffetsiz
• scattered: s. dağınık, aralıklı, dağılmış, perişan, seyrek
• scattered showers:
• schedule: f. zamanlamak, çalışma saatlerini yazmak, programlamak, şifte yazmak, tarifeye yazmak, ilave etmek i. tarife, şift, program, liste, ek, ilave
• scheme: f. tasarlamak i. düzen, tasarı
• scholarly: zf. bilgece s. bilgili, bilimsel
• scholarship: i. bilim, burs
• school board: okul yönetim kurulu.
• scold: f. azarlamak, çıkışmak, paylamak, haşlamak, terslemek i. cadaloz, cadı kadın, huysuz kadın
• scorch: f. yakmak, alazlamak, kavurmak, kurutmak, ağır eleştirmek, ağır konuşmak, yanmak, hızlı gitmek (araba vb.), uçmak (araba vb.)
• score: f. hesabını tutmak i. çizik, skor
• scrape: f. kazımak i. kazıma sesi, sürtme ünl. garç, gırç
• scratch: f. kaşımak i. çizik s. gelişigüzel
• screen: f. gizlemek, filme almak (kitap vb.) i. ekran, perde, bölme
• scrutiny: i. dikkatli inceleme, ince eleyip sık dokuma, oyların yeniden sayımı
• sculpture: f. oymak, yontmak, heykelini yapmak, heykeltraşlık yapmak i. heykel, heykelcik, heykeltraşlık, oyma, oyma işi
• seal: f. mühürlemek i. mühür, damga
• sealed: s. mühürlü, belirlenmiş (yazgı), kapalı, gizli
• seam: f. dikmek, ters ilmikle örmek, dikiş gibi iz bırakmak, tırmıklamak, faça yapmak, façasını bozmak i. dikiş yeri, dikiş, bağlantı yeri, armuz, yara izi, kırışık, kırışıklık, maden damarı, yatak (maden)
• seasoning: i. çeşni, sos, baharat, terbiye
• seaworthy: s. denize dayanıklı, denize açılmaya uygun
• sect: i. mezhep, hizip, tarikat, cemaat
• secular: s. dünyevi, dünyasal, laik, dinsel olmayan, sivil, yüzyıllık, yüzyıllardır süregelen, yüzyılda bir olan, sürekli, eskiden kalma