Kpds Kelimeleri

• wheat: i. buğday
• wheel: f. döndürmek i. tekerlek, dişli
• wheelbarrow: i. el arabası
• whence: zf. nereli, nereden, neden bğ. den, dan, bu nedenle
• whip: f. kamçılamak i. kamçı, kırbaç
• whirl: f. fırıl fırıl dönmek, fıldır fıldır dönmek, dönmek, karışmak (kafa), döndürmek, sarmak, dolamak, fırıl fırıl döndürmek i. fırıl fırıl dönme, koşuşturma, telaş, acele, baş dönmesi, karmakarışıklık
• whirling dervishes:
• whirlpool: i. girdap, anafor
• wholesalers: toptancılar
• wicked: s. ahlaksız, kötü huylu, kötü, fena, kötücül, günahkâr, hınzır, muzip, yaramaz, hain, aşağılık, harika
• widespread: s. alabildiğine açılmış, yaygın, genel
• win: f. galip gelmek, kazanmak, elde etmek, ele geçirmek, ulaşmak, ikna etmek, dostluğunu kazanmak i. kazanma, zafer, galibiyet, başarı
• wisdom: i. bilgelik, ilim, irfan
• wise: snk. gibi i. alim, yöntem s. bilge
• wistful: s. istekli, arzulu, hasret çeken, özlemiş, dalgın, düşünceli
• withdraw: f. geri çekmek, ayrılmak
• withdrawal symptoms:
• wither: f. solmak, kalmamak, kaybolmak, yitmek, soldurmak, kurutmak, utandırmak, susturmak
• withhold: f. alıkoymak, tutmak, vermemek, esirgemek
• withstand: f. dayanmak, direnmek, karşı koymak
• witness: f. şahit olmak i. şahit
• wizard: i. sihirbaz, büyücü, dahi, harikalar yaratan kimse s. sihirbazlık ile ilgili, büyücülüğe ait, büyüleyici, şahane, harika
• woe: i. üzüntü, dert, keder, gam ünl. eyvah, vah vah, vah
• wondrous: s. şaşılacak, harika, harikulâde, fevkalade
• woolen: s. 1. yünden yapılmış, yün. 2. çoğ. yünlüler, yünlü giysiler.
• work: f. çalışmak i. iş, yapıt
• works: i. fabrika, imalathane, tesis, yapı, istihkâm, atölye, iş, işler, eserler, yapıtlar, çalışmalar
• worship: f. tapmak, ibadet etmek i. ibadet, tapma
• worthwhile: zf. uğraşmaya değer, zaman harcamaya değer s. değer, zahmete değer, zamana değer
• wrap: f. sarmak, dolamak i. sarınılan şey, atkı
• wrath: i. öfke, gazap, hiddet
• wreath: i. çelenk, halka, halka şeklinde duman
• wreck: f. karaya oturtmak i. yıkıntı, gemi enkazı
• wrestle: f. güreşmek, boğuşmak, uğraşmak, mücâdele etmek i. güreş, mücâdele, uğraş, boğuşma
• wretch: i. zavallı adam, adamcağız, sefil, alçak herif, aynasız
• wring: f. burmak, döndürerek sıkmak, kuvvetle sıkmak, acıtmak, sızlatmak, bükmek, ovuşturmak, çarpıtmak, saptırmak, zorla almak, koparmak i. burma, döndürme, bükme, sıkma
• wrinkle: f. kırışmak, buruşmak, kırıştırmak, buruşturmak, çatmak i. kırışıklık, kırışık, buruşukluk, buruşma, ustaca çözüm, kurnazlık, marifet, teknik, ipucu
• writ: i. mahkeme emri, yazılı emir, ferman, bildiri
• write: f. yazmak i. yazı yazma
• wrought: s. işlenmiş, dövme
• wrought iron: dövme demir
• xenophobe: i. yabancı düşmanı, yabancı sevmez
• xenophobia: i. ksenefobi, yabancı düşmanlığı, yabancı sevmezlik
• yacht: f. yat ile yolculuk etmek i. yat
• yard: i. yarda, avlu
• yardstick: i. yarda ölçeği, ayar
• yarn: f. hikâye anlatmak, masal anlatmak i. iplik, masal, hikâye
• yawn: f. esnemek, esneyerek söylemek, açılmak, yarılmak, genişlemek i. esneme
• yearling: s. bir yıllık, bir yaşındaki i. bir yaşında hayvan, bir yıllık bitki, bir yaşındaki taylar yarışı
• yearn: f. özlemek, hasret olmak, burnunda tütmek, gözünde tütmek