En çok kullanılan 5000 İngilizce kelime

• cushion: f. minder koymak i. minder, tampon
• custom: i. gelenek, töre s. ısmarlama
• customer: i. müşteri
• customs: i. gelenekler, gümrük, adetler
• cycle: f. devir yaptırmak, bisiklete binmek i. devir, seri, bisiklet
• cylinder: i. silindir, rulo, kasnak
• dad: i. baba, babacığım
• daily: s. günlük, gündelik i. günlük gazete zf. her geçen gün
• daisy: i. papatya; mükemmel örnek; pırlanta gibi insan
• dam: f. baraj yapmak, engellemek i. baraj, engel
• damage: f. zarar vermek i. zarar, hasar
• damp: f. nemlendirmek i. nem, üzüntü s. nemli
• dan: i. judo kuşak derecesi, Dan
• danger: i. tehlike, tehdit
• dangerous: s. tehlikeli, riskli
• daniel: i. Daniel, İbrani peygamberi
• danny:
• dark: i. karanlık, koyu renk s. loş, kasvetli
• darkness: i. karanlık, esrarengizlik
• darling: i. sevgili s. sevilen ünl.sevgilim
• dash: f. vurmak, çarpmak i. hücum, darbe
• date: f. tarih atmak, buluşmak i. tarih, randevu
• daughter: i. kız, kız evlât
• david:
• dawn: f. şafak sökmek i. şafak vakti
• day: i. gün, gündüz
• dead: i. ölü zaman s. ölü, çıkmaz zf. aşırı
• deadline: i. son teslim tarihi, zaman sınırı
• deadlock: f. çıkmaza girmek i. çıkmaz, tıkanıklık
• deaf: s. sağır, kulak asmayan
• deafness word_name_2: Sağırlık ,ağır işitme
• dear: i. sevilen kimse s. sevgili zf. samimi olarak
• death: i. ölüm, yıkım
• debatable: s. tartışılabilir, kuşkulu
• debate: f. çekişmek, tartışmak i. tartışma, görüşme
• debt: i. borç, borçlu olma
• decay: f. çürümek, bozulmak i. çürük
• deceive: f. kandırmak, dolandırmak
• december: i. Aralık
• decent: s. terbiyeli, saygın, hoşgörülü
• decimal: i. ondalık s. ondalık, onlu
• decision: i. karar, sonuç
• decline: f. düşmek, azalmak i. çöküş, gerileme
• decrease: f. küçülmek, azaltmak i. azalma, küçülme
• deed: f. senetle devretmek i. iş, kahramanlık, başarı
• deep: i. derinlik; koyuluk s. derin, koyu
• deeply: zf. derinden
• deer: i. geyik
• default: f. yükümlülüğünü yerine getirmemek i. ihmâl, kusur
• defeat: f. yenmek i. yenilgi, hüsran
• defence: [defence (Brit.) ] i. savunma, himaye
• defer: f. ertelemek, saygı göstermek
• deficit: i. hesap açığı, eksiklik
• definite: s. kesin, şüphesiz
• definition: i. tanımlama, belirleme
• degree: i. derece, rütbe
• deliberately: zf. kasten
• delicate: s. nazik, duyarlı, lezzetli
• delicious: s. lezzetli
• delight: f. hoşnut etmek i. zevk, haz, sevinç
• delightful: s. hoş, zevkli, tatlı
• demolish: f. yıkmak, tahrip etmek
• demonstrate: f. göstermek, örnekle açıklamak
• demonstration: i. ispat, gösterme
• demoralize: [demoralize (Amer.) ] f. moralini bozmak
• dentist: i. dişçi, diş doktoru
• department: i. bölüm, şube
• dependent: i. bağımlı kimse s. bağlı, muhtaç
• deposit: f. para yatırmak, çökelmek i. tortu, teminât, emanet
• depress: f. moralini bozmak
• depth: i. derinlik, en derin nokta
• deputation: i. heyet, delegeler
• deputy: i. temsilci s. vekil
• desert: f. yüzüstü bırakmak i. çöl s. çorak
• design: f. tasarlamak i. tasarı
• desire: f. arzulamak i. arzu, şevk
• desk: i. çalışma masası s. masa
• despair: f. umudunu kesmek i. çaresizlik
• desperate: s. çaresiz, umutsuz
• despite: ed. rağmen i. kin, nefret
• dessert: i. tatlı, meyve
• destination: i. istikamet
• destruction: i. imha, tahribat
• detach: f. çözmek, ayırmak
• detail: f. ayrıntılı anlatmak i. ayrıntı
• detective: i. dedektif s. dedektif gibi
• determine: f. kararlaştırmak, belirlemek
• determined: s. azimli, kararlı, kesin
• development: i. büyüme, gelişme
• devil: f. rahatsız etmek i. şeytan
• dew: i. çiy, tazelik
• diagram: i. diyagram, şema, taslak
• dial: f. tuşlamak i. telefon kadranı
• diameter: i. çap, en, kalınlık
• diamond: i. elmas, pırlanta, baklava şekli
• diary: i. günlük, hatıra defteri, ajanda
• dice: f. zar atmak, küp küp kesmek i. zar oyunu
• dick: i. adam, dedektif
• dictator: i. diktatör
• dictionary: i. sözlük