En çok kullanılan 5000 İngilizce kelime

• promote: f. yükseltmek, desteklemek [pol.]
• promotion: i. reklâm, tanıtım
• pronounce: f. telâffuz etmek, söylemek, duyurmak
• proof: f. dayanıklı hale getirmek i. kanıt s. geçirmez
• propeller: i. pervane
• proper: s. tam, yerinde
• properly: zf. doğru dürüst, uygun şekilde
• property: i. eşya, varlık
• proportion: f. orantılı hale getirmek i. miktar, oran
• proposal: i. teklif
• prosecute: f. sürdürmek
• prostitution: i. fahişelik
• protection: i. koruma
• proud: s. gurur verici, azametli
• proverb: i. atasözü
• provocation: i. kışkırtma, tahrik
• provoke: f. kışkırtmak, tahrik etmek
• pub: i. bar, birahane
• public: i. halk s. umumi, aleni, milli
• publicity: i. tanıtım
• pull up: kaldırmak, yukarı çekmek
• pullover: i. süveter
• pulse: f. atmak i. nabız, vuruş
• pump: f. pompalamak i. pompa, tulumba
• pumpkin: i. balkabağı
• punctual: s. dakik
• pupil: i. öğrenci
• puppet: i. kukla
• puppy: i. yavru köpek
• pure: s. saf
• purple: f. mora boyamak, sinirinden morarmak i. mor s. mora çalan
• purpose: f. amaçlamak i. amaç, niyet
• purse: i. cüzdan
• puzzle: f. kafasını karıştırmak i. bulmaca, yap boz
• pyjamas: i. pijama
• pyramid: i. piramit
• qualified: s. nitelikli
• quality: i. nitelik, özellik
• quantity: i. nicelik, miktar
• quarrel: f. kavga etmek i. tartışma
• quart: i. galonun dörtte biri, dörtlü
• quarter: f. dörde bölmek i. çeyrek, yirmibeş sent, köşe
• queen: f. kraliçe yapmak i. kraliçe
• queue: f. kuyruğa girmek i. saç örgüsü, sıra
• quick: i. canlı s. çabuk, hızlı zf. çabucak
• quickly: zf. çabucak
• quiet: f. susturmak, yatıştırmak i. sessizlik, huzur s. sessiz
• quietly: zf. sessizce
• quite: zf. oldukça
• quiz: i. test, kısa sınav
• quota: i. kontenjan, pay
• quote: f. alıntı yapmak i. aktarılan söz, yineleme
• quotient: i. bölüm [mat.]
• rabbit: i. tavşan, ödlek, acemi oyuncu
• racket: f. gürültü etmek i. raket, curcuna
• radar: i. radar
• radiator: i. radyatör, kalorifer
• radio: f. radyodan yayınlamak, telsizden yayınlamak i. radyo, telsiz
• rail: f. ray döşemek, parmaklıkla çevirmek i. ray, tırabzan
• railing: i. parmaklık
• railroad: f. demiryolu ile taşımak i. demiryolu
• railway: s. demiryolu i. banliyö hattı
• raincoat: i. yağmurluk
• raise: f. kaldırmak, artırmak i. çıkıntı, artış
• ram: f. toslamak i. koç burcu [astr.], koç takımyıldızı [astr.] i. koç, mancınık
• ran: [run] f. koşmak
• ranch: f. çiftlik işletmek i. çiftlik
• range: f. dizmek, dolaşmak i. sıra, menzil
• rank: f. dizmek, sıraya koymak i. sıra, derece s. çok
• rapid: s. hızlı, ani
• rapidly: zf. hızla
• rare: s. ender
• rash: i. kurdeşen, kaşıntı s. sabırsız, atak
• rat: f. fare avlamak i. fare, hain
• rate: f. değer biçmek i. oran, kur, değer
• rather: zf. tercihen, oldukça, bayağı
• raw: i. hassas nokta, hammadde s. çiğ, ham
• rays:
• razor: i. ustura, tıraş makinesi
• reader: i. okur
• ready: zf. hazır i. nakit s. hazır
• real: s. gerçek, asıl i. real [fin.] zf. gerçekten
• really: ünl. gerçekten mi zf. gerçekten
• rear: f. büyütmek i. arka, geri s. arkadaki, art
• reason: f. sonuca varmak, düşünüp taşınmak i. sebep, akıl
• reasonable: s. mantıklı
• receipt: f. fiş vermek i. fiş, reçete, yemek tarifi
• recent: s. yeni, son günlerdeki
• recently: zf. yeni, geçenlerde
• reception: i. karşılama, resepsiyon
• recession: i. geri çekilme, gerileme
• recipe: i. yemek tarifi, reçete, tarife
• recollect: f. hatırlamak
• reconcile: f. uzlaştırmak, bağdaştırmak
• reconciliation: i. barış, uzlaşma
• record: f. kayda geçirmek i. kayıt
• red: ök. kızarık i. kırmızı, kızıl s. kızgın
• refer: f. sevketmek, kastetmek
• referee: f. hakemlik etmek i. hakem, bilirkişi
• referendum: i. halkoylaması