En çok kullanılan 5000 İngilizce kelime

• as: zf. kadar, olarak, gibi, iken i. gibi bğ. ki; madem; olduğu gibi, diği gibi, iken, irken; karşın, rağmen; mademki
• AS?DE: KENDİ KENDİNE SÖYLENEN SÖZLER
• ash: i. kül, dişbudak ağacı
• ashamed: s. mahçup, utanmış
• asia: [Asia] i. Asya
• aside: zf. bir kenara, ayrı
• asleep: s. uyuyan, zf. uykuda,
• aspect: i. görünüş, tavır, yön
• ass: i. kıç (argo), ahmak, eşek herif (Argo)
• assembly: i. toplantı, montaj
• asset: i. varlık, mal
• assistant: i. asistan, yardımcı, tezgâhtar
• assistive: yardımcı
• associate: f. birleştirmek i. ortak s. birleşmiş, arkadaş olan
• association: i. ortaklık, dernek, çağrıştırma, arkadaşlık
• assurance: i. güvence, vâât
• assure: f. garanti etmek, söz vermek, ikna etmek
• assured: s. sigortalı, önceden belli olan, kendinden emin, inançlı
• astonish: f. şaşırtmak, hayret ettirmek
• at: i. savaşçı [brit.], eyt ed. de, e
• at least: en azından
• atlantic: i. atlas okyanusu
• Atmosphere: i. atmosfer, ortam
• atom: i. atom, çok az miktar
• atomic: s. atomsal
• attachment: i. bağlılık, ilgi, parça
• attendant: i. hizmetli, refakâtçi s. ilgilenen
• attention: ünl. dikkat i. ilgi
• Attitude: i. davranış, durum, fikir
• attractive: s. çekici, alımlı
• auction: f. açık artırma ile satmak i. mezat
• audience: i. izleyici, hedef kitle
• augment: f. artırmak i. geçmiş zaman öneki (yunanca vb.)
• augmentation: i. çoğaltma, büyüme
• august: i. Ağustos s. saygıdeğer, muhteşem
• Aunt: i. hala, teyze, yenge
• australia: i. Avustralya
• author: i. yazar, yaratıcı
• authority: i. otorite, yetki, uzman
• automobile: i. araba, otomobil
• autumn: i. sonbahar; güz
• available: s. müsait, mevcut, kullanışlı
• average: i. ortalama s. sıradan
• awake: f. uykudan kalkmak, farkına varmak s. uyanık
• award: f. vermek (ödül), karar vermek i. ödül
• aware: s. farkında, uyanık
• away: zf. uzakta, durmadan s. deplasmanda
• awful: s. berbat, oldukça büyük, müthiş
• awkward: s. sakar, zorluk çıkaran, garip
• baby: i. bebek, piliç (kız) s. bebeksi
• babysitter: bebek bakıcısı
• bachelor: i. bekâr erkek, fakülte mezunu
• back: f. geri geri gitmek i. sırt s. geri
• backbone: i. omurga, temel
• background: i. geçmiş deneyimler, arka plân
• backward: s. geri, yavaş öğrenen zf. geri geri
• bad: i. kötü s. küfürlü
• badly: zf. fena halde, çok, ağır
• bag: f. yakalamak, çalmak i. çanta, torba
• baggage: i. valiz
• bake: f. fırında pişirmek i. yemekli toplantı [amer.]
• baker: i. fırıncı, portatif fırın
• balance: f. dengelemek, dalgalanmak i. denge
• balcony: i. balkon
• bald: s. kel, yalın, sıkıcı
• bale: f. balyalamak i. balya, paraşütle atlamak
• ball: f. yumak yapmak i. top, balo
• ballerina: i. balerin
• ballet: i. bale
• balloon: f. balonla uçmak, şişmek i. balon s. kabarık
• ban: f. yasaklamak, boykot etmek i. yasak
• banal: s. bayağı
• banana: i. muz
• band: f. bantlamak i. grup, bant, şarkı (plâk)
• bandage: f. bandajlamak, sarmak i. sargı bezi
• baneful: s. zararlı, yıkıcı
• banish: f. kovmak, sürmek
• bank: f. parasal işlerini yapmak i. banka, kıyı
• banker: i. bankacı
• bankrupt: f. iflas ettirmek i. yoksun kimse s. batmış
• bar: f. parmaklıkla çevirmek i. bar, baro ed. hariç
• barbarous: s. barbar, kaba
• barber: f. tıraş etmek i. berber
• bare: f. açmak s. bomboş, yalın, azıcık
• bark: f. havlamak, öksürmek i. havlama, ağaç kabuğu
• barn: f. ambara koymak i. ambar, ahır
• barrel: f. fıçılamak i. varil, namlu
• base: f. dayandırmak i. temel s. alçak
• baseball: i. beysbol, beysbol topu
• basement: i. bodrum, bodrum katı, taban
• basic: s. basit, esas, temel
• basin: i. leğen, yalak
• basis: i. esas, köken, ilke
• basket: i. pota, sepet
• bastardize: lekelemek, alçaltmak
• bat: f. vuruş yapmak i. yarasa, raket
• bath: f. yıkanmak i. banyo
• bathe: f. banyo yapmak; yüzmek, dalmak
• battery: i. pil, akü
• battle: f. savaşmak i. mücâdele, çatışma