En çok kullanılan 5000 İngilizce kelime

• escalator: i. yürüyen merdiven
• escort: f. eşlik etmek i. refakâtçı
• especial: s. özel, ayrı, baş
• especially: zf. özellikle
• essential: s. başlıca, gerekli i. asıl gerekli şey, esas özellik
• establish: f. kurmak, yapmak
• estate: i. mülk, arazi
• europe: i. Avrupa
• european: i. avrupalı s. Avrupa'ya özgü, Avrupa
• evacuate: f. boşaltmak
• even: f. düzlemek s. düz, eşit zf. bile, hatta
• evening: i. akşam
• event: i. olay, durum
• eventually: zf. sonunda, sonuçta
• ever: zf. daima, hiç
• every: s. her, her bir
• everybody: zm. herkes
• everyone: zm. her biri, herkes
• everything: zm. her şey
• everywhere: zf. her yer, her yerde
• evidence: f. kanıtlamak i. delil, ispat, tanıklık
• evil: i. kötülük, uğursuzluk s. kötü
• evolution: i. evrim, gelişim, açılma
• ex: s. eski, önceki ed. olmaksızın, sız, siz
• exact: f. dayatmak s. tamı tamına
• exactly: zf. tam olarak, kesin olarak ünl. kesinlikle, aynen
• example: i. örnek
• exceed: f. aşmak, geçmek
• excellent: s. kusursuz, seçkin ünl. mükemmel
• except: f. hariç tutmak ed. haricinde bğ. yoksa, başka
• exception: i. istisna, hariç tutma
• exchange: f. değiş tokuş etmek, bozdurmak i. takas, bozma
• excitement: i. heyecan, telaş, coşku
• exclaim: f. haykırmak
• exclaimed:
• exclude: f. dışında tutmak
• exclusive: s. tek, ayrıcalıklı
• execute: f. gerçekleştirmek, idam etmek
• exercise: f. çalışma yapmak i. alıştırma, talim
• exhaust: f. boşaltmak, tüketmek i. egzoz
• exhibit: f. sergilemek, göstermek i. sergi
• exhibition: i. sergi, gösteri
• exit: f. çıkmak i. çıkış
• expand: f. şişirmek, büyütmek, genişletmek
• expansion: i. genişleme, gelişme
• expense: i. harcama, masraf, gider
• expensive: s. pahalı
• experience: f. denemek, başından geçmek i. deneyim
• experiment: f. deney yapmak i. deney, deneme
• expert: i. bilirkişi, erbap s. uzman, ihtisas
• expire: f. geçmek, sona ermek
• explanation: i. açıklama
• explore: f. keşfetmek, araştırmak
• explosive: i. patlayıcı madde s. patlayıcı
• export: f. ihraç etmek i. ihraç, ihracat s. ihraç edilen
• expression: i. söz, anlatım
• extend: f. genişletmek, uzatmak, devam ettirmek
• extension: i. uzatma, genişletme, artırma
• extent: i. uzunluk, genişlik, boyut, kapsam
• extinguish: f. söndürmek, yok etmek
• extra: i. ilave s. ekstra, ek zf. ilaveten
• extract: f. çekmek, özünü çıkarmak i. öz, özet
• extraordinary: s. olağanüstü, sıradışı
• extreme: i. sınır s. en uç, son derece
• eye: f. gözetlemek i. bakış s. göz
• eyebrow: i. kaş
• eyelash: i. kirpik
• eyelid: i. gözkapağı
• fable: i. masal, efsane, kıssa
• fabulous: s. müthiş, hayal ürünü
• fact: i. gerçek, olgu, durum
• factor: i. etmen, etken
• factory: i. fabrika, imalathane
• fade: f. solmak s. sararmış
• failure: i. eksiklik, kusur
• faint: f. bayılmak, bitkin düşmek i. baygınlık s. baygın, soluk
• fair: i. fuar, panayır s. sevimli, açık, adil zf. güzelce, adilane, büsbütün
• fairly: zf. güzelce, dürüstçe, epeyce
• faith: i. inanç, güven, iman
• faithful: s. sadık, mümin
• fake: f. sahtesini yapmak i. taklit s. sahte
• false: s. hileli, yanlış zf. yalandan
• fame: i. şöhret, söylenti
• familiar: i. arkadaş s. tanıdık, samimi
• family: i. aile s. ailevi
• famous: s. ünlü
• fan: f. havalandırmak i. yelpaze, vantilatör, hayran
• fanatic: i. fanatik s. aşırı düşkün
• fancy: f. düşlemek, sevmek i. hayal, beğeni s. fantezi, süslü
• fantastic: s. harika, olağanüstü, hayali
• far: s. uzak zf. uzağa, uzakta
• fare: f. gitmek (iş), yola çıkmak i. yol parası
• farm: f. ekip biçmek, yetiştirmek, çiftçilik yapmak i. çiftlik
• farmer: i. çiftçi, çiftlik sahibi
• farther: s. uzaktaki, ötedeki zf. daha uzakta, diğer
• fashion: f. biçimlendirmek, uydurmak i. moda, üslup
• fast: f. oruç tutmak i. oruç, oruç süresi s. çabuk, hızla, hızlı
• fasten: f. bağlamak, iliştirmek
• fastened: [fasten] f. bağlamak, iliştirmek
• faster: ünl. hızlan