En çok kullanılan 5000 İngilizce kelime

• while: zf. iken i. süre bğ. olduğu halde, sırasında
• whim: i. heves, merak
• whip: f. kamçılamak i. kamçı, kırbaç
• whisper: f. fısıldamak i. fısıltı, söylenti
• whispered:
• white: i. beyaz, ak
• who: ünl. kim i. kim, kimi, kime
• whoever: zm. her kim, kim olursa
• whole: i. tüm, toplam s. bütün
• whom: zm. kimi, kime
• whose: zm. kimin
• why: i. sebep zf. neden, niçin, niye ünl. neden
• wide: s. geniş, kapsamlı zf. iyice
• widely: zf. geniş ölçüde, iyice
• widow: i. dul kadın, dul
• wife: i. eş, hanım
• wig: i. peruk
• wild: i. ıssız s. vahşi, kızgın zf. vahşice
• will: f. arzulamak i. azim, irade, istek c. aynı zamanda gelecek zaman için yardımcı fiil
• william:
• willing: s. istekli, hazır
• wilson: 1. bir erkek adı 2. bir soyadı
• wind: f. çevirmek i. dönemeç, rüzgar
• wind screen: araba ön camı
• window: i. pencere, cam
• windpipe: i. nefes borusu
• windscreen wiper: cam sileceği
• wine: f. şarap sunmak i. şarap, şarap rengi
• wing: f. kanat takmak i. kanat
• winter: f. kışı geçirmek i. kış s. kışlık
• wire: f. telle çevirmek i. tel s. telden yapılmış
• wireless: i. telsiz s. kablosuz, telsiz
• wisdom: i. bilgelik, ilim, irfan
• wise: snk. gibi i. alim, yöntem s. bilge
• witch: f. büyülemek i. büyücü kadın, cadı
• with: ed. ile, birlikte
• within: i. iç zf. içeri, içinde ed. dahilinde
• without: zf. olmadan ed. dışında bğ. medikçe, meksizin
• wolf: f. aç kurt gibi yemek i. kurt, çapkın
• woman: s. kadın i. bayan
• women: [woman] i. kadınlar, bayanlar
• won't:
• wonderful: ünl. harika s. harika, şahane
• wood: i. tahta, odun s. ahşap
• wooden: s. ahşap, tahta, kalın kafalı
• wool: s. yün i. yün
• word: f. ifade etmek i. kelime
• worker: i. işçi
• world: s. dünya i. dünya, alem
• worm: f. kurt dökmek i. kurtçuk, solucan
• worse: s. daha kötü i. daha da kötüsü zf. daha berbat
• worship: f. tapmak, ibadet etmek i. ibadet, tapma
• worst: f. yenmek i. en kötüsü s. en kötü
• worth: f. değmek i. değer, bedel s. değerinde
• would: f. cekti, caktı, erdi, ermi (soru hali)
• wouldn't:
• wound: i. yara
• wrap: f. sarmak, dolamak i. sarınılan şey, atkı
• wrapped: s. bürünmüş
• wreck: f. karaya oturtmak i. yıkıntı, gemi enkazı
• wrist: i. bilek
• writer: i. yazar
• wrong: f. haksızlık etmek i. haksızlık, hata s. haksız, yanlış
• x-ray: i. x ışını f. röntgen çekmek s. röntgen
• yacht: f. yat ile yolculuk etmek i. yat
• yard: i. yarda, avlu
• year: i. sene, yaş
• yellow: f. sararmak i. sarı, sarılık s. sararmış
• yes: art. evet i. olumlu cevap ünl. evet
• yesterday: zf. dün
• yet: zf. hâlâ, henüz bğ. yine de, ama
• yield: f. ürün vermek i. verim, ürün, getiri
• yoghurt: i. yoğurt
• yolk: i. yumurta sarısı
• you: zm. sen, siz, sana, size, seni, sizi
• you'd:
• you'll:
• you're:
• you've:
• young: i. küçük s. genç
• younger: s. küçük
• your: zm. senin, sizin
• yourself: i. kendin, kendiniz
• youth: s. genç adam i. gençlik
• zero: f. sıfırlamak i. sıfır s. hiç
• zip: f. vınlamak, fermuarını kapatmak i. vızıltı, gayret
• zone: f. bölgelere ayırmak i. bölge
• zoo: i. hayvanat bahçesi
• zoom: f. yoğunlaşmak i. fırlama