En çok kullanılan 5000 İngilizce kelime

• nail: f. çivilemek i. çivi, tırnak
• nails:
• name: f. isim vermek i. isim, ün
• napkin: i. kâğıt peçete, bebek bezi
• narrate: f. öykülemek, anlatmak
• narrow: f. daraltmak s. dar, kısıtlı
• nasty: s. iğrenç, çirkin
• nation: i. ulus
• national: i. yurttaş s. ulusal
• native: i. yerli kimse s. yerli
• natural: s. doğal
• naturally: zf. doğal olarak
• nature: i. doğa, huy
• naughty: s. yaramaz, haşarı
• near: f. yaklaşmak zf. yakın s. yakın
• nearby: s. yanında, yakında
• nearer:
• nearest: s. en yakın
• nearly: zf. neredeyse, az daha
• necessary: i. gereken şey s. gerekli
• necessity: i. zorunluluk
• neck: f. sarmaş dolaş olmak [amer.] i. boğaz, yaka
• needle: f. dikmek, iğnelemek i. iğne
• needless: s. gereksiz, boşuna
• negative: f. olumsuz cevap vermek i. negatif, eksi s. negatif, olumsuz, ters
• negotiate: f. görüşmek
• negro: i. arap s. zenci
• neighbor: s. komşu, bitişik
• neighborhood: [neighborhood (Amer.) ] i. muhit, komşular, mahalle
• neighbour: f. komşu olmak s. komşu, bitişik
• neither: zm. hiçbiri bğ. ne ... ne de
• neither...nor...:
• nephew: i. yeğen (erkek)
• nervous: s. sinirli
• nest: f. yuva yapmak i. yuva, kuluçka
• net: f. ağ yapmak i. ağ, file s. net
• network: i. şebeke
• never: zf. asla ünl. asla
• nevertheless: zf. buna rağmen bğ. ancak
• new: s. yeni
• news: i. haber
• newspaper: i. gazete
• next: s. sonraki i. bir dahaki zf. daha sonra
• nice: s. hoş, güzel
• nickname: f. isim takmak i. lakap
• niece: i. yeğen (kız), kardeş kızı
• night: i. gece
• nightmare: i. kâbus
• nil: i. hiç, sıfır
• nine: i. dokuz
• no: i. hayır s. hiç art. yok
• noble: i. soylu s. asil, yüce
• nobody: i. önemsiz şahsiyet, hiç kimse
• nodded:
• noise: f. gürültü etmek i. gürültü
• nominate: f. aday olarak göstermek, atamak
• none: zm. hiç
• nonsense: i. saçmalık, safsata ünl. saçma
• noon: i. öğle vakti s. öğle
• nor: bğ. ne de
• normal: i. normal s. olağan, ortalama
• north: i. kuzey s. kuzeydeki
• norway: i. Norveç
• nose: f. koklamak i. burun
• not: art. değil, yok
• nothing: zf. hiç i. hiçbir şey ünl. hiç
• notorious: s. adı çıkmış
• noun: i. isim
• novel: i. roman s. yeni, acayip
• november: i. Kasım
• now: i. şimdi zf. hemen bğ. mademki
• nowadays: zf. bu günlerde i. günümüz
• nowhere: zf. hiçbir yerde i. hiçbir yer
• nude: i. nü, çıplaklık s. çıplak, hükümsüz
• nuisance: i. sıkıntı, dert
• number: f. saymak, numaralamak i. rakam, sayı, numara
• numeral: i. sayı, adet s. sayısal
• nurse: f. emzirmek, bakıcılık yapmak i. hemşire, hastabakıcı
• nut: f. ceviz - fındık toplamak i. kabuklu yemiş
• nuts: i. taşaklar ünl. illallah, asla
• nylon: i. naylon
• oak: i. meşe
• oar: f. kürek çekmek i. kürek, kürekçi
• oasis: i. vaha
• oblige: f. mecbur etmek
• observation: i. gözetim, gözlem
• obvious: s. açık, besbelli
• occasion: i. ortam, durum
• occasionally: zf. ara sıra
• occupation: i. oturma, iş
• occupy: f. oturmak, meşgul etmek
• occur: f. ortaya çıkmak, meydana gelmek
• ocean: i. okyanus
• october: i. Ekim
• odd: s. tek, tuhaf
• of: ed. nin, ın, den, li, yüzünden
• off: s. uzak, devre dışı zf. kapalı ed. den, dan, dışında, haricinde
• offence: [offence (Brit.) ] i. suç, saldırı
• office: i. büro s. büro
• officer: f. idare etmek i. subay, memur