go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 623 kişi  05 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

had

had, had, having, has
[have] f. sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, göz yummak, aldatmak, dolandırmak, zorunda olmak, bulunmak
  • If you had given it to us,that poor girl might still be alive.
    Onu daha önce bize vermiş olsaydınız, şu zavallı kız hala yaşıyor olabilirdi.
  • You had better call her.
    Onu arasan iyi olur.

  • They’ve had very different careers.
    Onların çok farklı bir kariyerleri vardı.

  • They would use my step father. They could frame him if they had too.
    onlar üvey babamı kullanacaklardı. eğer ona da sahip olsalardı ona suç atabilirlerdi.
  • They had always told me that I wrote like a man.
    Ama Ata Aidoo
    Onlar bana her zaman bir erkek gibi yazdığımı söylediler.
  • After that, the three of them left the flat together, which was something they had not done for months, and took the tram out to the open country outside the town.
    Ondan sonra,onlardan üçü birlikte daireden çıktılar,bu onların aylarca yapmadığı birşeydi,şehrin dışına kırsal alana gitmek için tramvaya bindiler.
  • So I had to walk and I found my car at the dam again.
    Ondan dolayı yürümek zorunda kaldım ve arabamı yine barajda buldum.
  • Telling me that I had told him a lie,he bastardized me.
    Ona yalan söylediğimi söyleyerek beni alçalttı.
  • There was a large mushroom growing near her, about the same height as herself; and when she had looked under it, and on both sides of it, and behind it, it occurred to her that she might as well look and see what was on the top of it.
    Ona yakın büyüyen büyük bir mantar vardı,onunki kadar yaklaşık aynı boyda; o onun altına ,ve onun her iki tarafına,ve arkasına baktığı zaman, onun üstünde ne olduğuna bakmak ve görmek fikri aklından geçiyordu.
  • I’ve had an account here for ten years.
    On yıldır burada hesabım var.

  • Ten years ago, Ford Studebaker had an accident in his car.
    On yıl önce, Ford Studebaker arabasıyla bir kaza yaptı.

  • In his speaking of things and people, and especially of battles, he spoke as if he had been present at them all.
    Olaylardan ve insanlardan, özellikle de savaşlardan bahsederken, sanki hepsinde bulunmuş gibi konuşurdu.
  • He prayed until all the sea anemones had shriveled and died as the ocean froze.
    Okyanus donarken tüm deniz şakayıkları pörsüyüp ölünceye kadar dua etti.
  • That was the problem with reading: you always had to pick up again at the very thing that had made you stop reading the day before.
    Nicholson Baker
    Okumayla ilgili problemdi:önceki gün senin okumanı durduran çok şeyi her zaman tekrar toparlamak zorundasın.
  • Oh, Madam Mina, I know that the friend of that poor little girl must be good, but I had yet to learn? He finished his speech with a courtly bow.
    Oh,Madam Mina,o zavallı küçük kızın arkadaşının iyi olması gerektiğini biliyorum,sonunda öğrenmek zorunda kaldım,o,konuşmasını kibar bir selamla bitirdi.
  • After your son died I had an affair That was just an affair.. the kind that is mentionedin the press, with a politician.
    Oğlun öldükten sonra, bir ilişkim oldu. Basit bir ilişki...bir politikacıyla, basında çıkacak türden.
  • After your son died I had an affair.
    Oğlun öldükten sonra bir ilişkim oldu.
  • It was a son - And I had it killed
    because this must all end!
    Oğlandı ve onu öldürttüm
    çünkü bu artık bir son bulmalı!
  • There was in the room the same thin white mist that I had before noticed.
    Odada daha önce farkettiğim aynı ince beyaz sis vardı.
  • I had to trade it for January.
    Ocak'ta çıkabilmek için birisiyle
    değiştirdim tatilimi.

11,648 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024