go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1075 kişi  05 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

had

had, had, having, has
[have] f. sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, göz yummak, aldatmak, dolandırmak, zorunda olmak, bulunmak
  • I was so sore afterwards I had to have the kids tie my shoes for a week.
    Sonradan öyle üzüldüm ki bir haftalığına ayakkabılarımı çocuklara bağlatmam gerekti.
  • I learnt afterwards that she had gone to the circus with Ramdas.
    Sonradan öğrendim ki, kendisi Ramdas ile sirke gitmiş.
  • Then I went and climbed a mountain, but I didn't bring enough water. So I got a little disorientated, and the state police had to come and pick me up.
    Sonra gidip bir dağa tırmandım ama yeterli su getirmedim. Bu yüzden biraz yönümü kaybettim ve eyalet polisi gelip beni almak durumunda kaldı.
  • The baby was born as the first leaves of autumn fell. A baby boy. And Marian's wish came true. The boy had white hair.
    Sonbaharın ilk yaprakları düşerken, bebek dünyaya geldi. Erkek bir bebek. Ve Marian'ın dileği gerçek oldu. Bebeğin beyaz saçları vardı.
  • Had she been moody or upset lately? Have you noticed anything different?
    Son zamanlarda karamsar ya da üzgün müydü? Değişik bir şey fark ettiniz mi?

  • Had she been moody or upset lately?
    Have you noticed anything different?
    Son zamanlarda karamsar ya da üzgün müydü?
    Değişik bir şey fark ettiniz mi?

  • For the last five years we've had two deep-cover agents in the Russian embassy in Vienna.
    Son beş yıldır Viyana’daki Rus elçiliğinde iki tane iki taraflı çalışan casusumuz vardı.
  • With his last glance he saw that his mother had now fallen completely asleep.
    Son bakışıyla annesinin şimdi tamamen uykuya daldığını gördü.
  • I had them track down every Clemente ball sold over the last six months.
    Son altı ayda satılan bütün Clemente toplarını araştırttım.

  • I'm still intimidating you. I had the feeling you were both absent and present at the same time.
    Sizi uyarıyorum. Her ikinizde burdasınız ama aklınız burada değil.
  • She had a nervous breakdown.
    Sinir krizi geçirmişti.
  • I had a nervous breakdown.
    Sinir bozukluğu geçirdim.

  • I had to save my bleeding self, didn´t I? Made me feel rough, though.It would make some sense to a psychiatrist.You know what? I wish just for once I could get myself to do something good in my dreams.
    Sızımı korumalıydım, değil mi? Gerçi, kendimi kötü hissetmeme yol açtı bu. Bir psikiyatriste anlamlı gelebilir. Biliyor musun? Hayatımda bir kez olsun, hayallerimdeki iyi bir şeyi yapmak istiyorum,
  • Seward said, I think I had better go with Quincey.
    Seward,"sanırım Quincey ile birlikte gitsem iyi olur"dedi.
  • Based on my experience with you, I would say you're looking for a way to win his freedom. Am I right? Sydney, just try to remember the bond that we had between us, you and I.
    Seninle olan tecrübelerime dayanarak, onun özgürlüğünü elde etmek için bir yol aradığını söylerdim. Haklı mıyım? Sydney, ikimizin, seninle benim, aramızdaki bağı hatırlamaya çalış.
  • I care about not for having had an affair with you.
    Seninle olan birlikteliği hiç de umrumda değil.
  • I didn't know what I had with you.
    Seninle derdim neydi bilmiyorum.

  • We haven't had much chance to talk about it you.
    Seninle bunun hakkında konuşma fırsatını pek bulamadık.
  • ? didnt want to complain you but ? had to do this.
    seni şikayet etmek istememiştim ama bunu yapmaya mecburdum
  • I wanted to see you so much. Even if you had not wanted,I would have come anyway.
    Seni görmeyi o kadar çok istedim ki! Eğer sen istemeseydin bile ben gelirdim.

11,648 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024