go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 581 kişi  05 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

had

had, had, having, has
[have] f. sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, göz yummak, aldatmak, dolandırmak, zorunda olmak, bulunmak
  • I had the date on the calendar.
    Takviminde tarihi vardı.
  • Don't keep thinking about that tragedy. "ln any event," you must tell your mum seriously once again that tragedy had happened.
    Şu trajediyi düşünüp durmayı kes. “Ne olursa olsun” annene bir kez daha ciddi şekilde şu trajedinin başına geldiğini anlatmalısın.
  • You had better heed that advice.
    Şu öğüde kulak verseniz iyi olur.
  • I'm stuffed. I had a jar of olives.
    Şiştim. Bir kavanoz zeytin yemişimdir.
  • He had an irrational
    hatred of fat people
    Şişman insanlardan ziyadesiyle
    nefret ederdi...
  • Now l intend to prove beyond any doubt that this man had a second illegal business.
    Şimdi, bu adamın su götürmez bir biçimde gayrımeşru ikinci bir işinin olduğunu kanıtlamak niyetindeyim.
  • The greatest improvement for the time being, of course, would be achieved quite easily by moving house; what they needed now was a flat that was smaller and cheaper than the current one which had been chosen by Gregor, one that was in a better location and, most of all, more practical.
    Şidilik,enbüyük gelişme,elbette, evi taşıyarak oldukça kolay bir şekilde kazanılabilirdi;onların ihtiyacı olan Gregorun seçtiği şu anki daireden daha küçük ve daha ucuz,daha iyi bir yerde ve hepsinden önemlisi daha pratik bir daireydi.
  • Well, before my old lady ran off to Baja, she told me my dad had this exact same ring.
    Şey, eski hanımım Baja’ya kaçmadan önce bana babamın bu yüzüğün tam aynına sahip olduğunu söyledi.
  • Well, I had to do it last night because I’m going to see a play tonight.
    Şey, bunu dün gece yapmalıydım çünkü bu gece bir oyun izlemeye gideceğim.

  • The city had become the unemployment capital of the country.
    Şehir ülkenin işsizlik başkenti olmuştu.
  • I had to stay away
    from midtown.
    Şehir merkezinden
    uzakta olmalıydım.
  • She had to go out of town.
    Şehir dışına çıkması gerekiyordu.

  • You should have stopped them
    when you had the chance.
    Şansın varken onları
    engellemeliydin.
  • We met with the poet Frank O'Hara, who was a link between Upper and Lower Bohemia, and who worked at the Museum of Modern Art, where we had hoped to do the readings.
    David Amram
    Şair Frank O'hara ile tanıştık,alt ve üst bohemya arasında bir köprüydü,ve modern sanatlar müzesinde çalıştı,ki orada okumayı ümidediyoruz.
  • Have super-injunctions had their day?
    Süper- emirler onların gününe sahip çıktımı?
  • We had to obey the officers.
    Subaylara itaat etmek zorundaydık.

  • Stein had been writing plays, prose and poetry for years
    Stein, yıllardır oyunlar, düzyazılar ve şiir yazıyordu.
  • I, uh, had to give up my gym membership
    Spor salonu üyeliğimi iptal ettirmeliydim...

  • Spaulding had the owner track a ball down all the way in LA.
    Spaulding topun sahibini Los Angeles'a kadar takip etmiş.

  • At last the little money which I had saved began to run short, and I was at my wit's end as to what I should do.
    Sonunda biriktirmiş olduğum para tükenmeye başladı,ne yapmam gerektiğine gelince, iyice şaşkınım.

11,648 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024