go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 799 kişi  28 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

got

got, gotten, getting, gets
[get] f. almak, edinmek, elde etmek, ele geçirmek; satın almak; getirmek, götürmek; varmak, gelmek; kazanmak; yapmak; idrak etmek; anlamak; başına gelmek; olmak; başlamak; canına okumak; öldürmek; açığını bulmak, yalanını çıkarmak
  • He got kicked in the head.
    Kafasına darbe aldı.

  • I got a vision in my mind of how Black Cove ough to be.
    Kafamda, Black Cove’un nasıl olması gerektiğine dair bir görüş var.
  • I got a lot on my mind.
    Kafam çok dolu.

  • I sensed a documentary opportunity too good to pass up But my faithful cameraman, Dave, and I got more than we expected. A lot more...
    Kaçırılamayacak kadar iyi bir belgesel fırsatı olduğunu sezinledim. Ancak sadık kameramanım Dave ve ben beklediğimizden daha fazlasını elde ettik. Hem de çok daha fazlasını...
  • I wrote it before
    I got kicked out of Juilliard.
    Juilliard’tan* kovulmadan
    önce bestelemiştim.
  • Jerry's the one who got me my new apartment.
    Jerry yeni dairemi almama yardım eden kişi.

  • Jack, I've got the social security records.
    Jack, elimde sosyal güvenlik kayıtları var.
  • Good enough. I'm really glad we got that settled.
    İyi. Bunu hallettiğimize sevindim.

  • Yeah, well, thanks to you, I've got to change my shorts for the second time today.
    İyi, senin sayende, bugün iki defa şortumu değiştirmek zorunda kaldım.

  • Well, he's got a good heart.
    İyi kalpli biri.
  • I've got a good right hook.
    Julie Andrews
    İyi doğru bir balık iğnem var.
  • He's a good guy. We just got married too young and wanted different things.
    İyi biridir. Çok genç yaşta evlendik ve farklı şeyler istiyorduk.

  • He's a nice guy. He's got a family.
    İyi bir adam. Bir ailesi var.

  • Yeah, well, I've got to go to work and you said you'd have my money.
    İyi ama işe gitmem gerekiyor ve paramı vereceğini söylemiştin.

  • Here, I got you something I think you're really gonna like.
    İşte, sana beğeneceğini düşündüğüm bir şey aldım.

  • I've got to get back to work, Charlie. What do you want?
    İşe geri dönmeliyim Charlie. Ne istiyorsun?

  • We got down to business.
    She showed me the money.
    İş konuştuk.
    Bana parayı gösterdi.

  • You just got used to it.
    İster istemez yalnızlığa alışıyorsun.

  • They got what they wanted.
    Why aren't they happy?
    İstediklerini aldılar.
    Neden memnun olmuyorlar?
  • I got my name in gold. You're just jealous. You're so insecure, it's unbelievable.
    İsmimi altın harflerle yazdırdım. Sen de kıskançlıktan çatlıyorsun. Güvensiz hissediyorsun, inanamıyorum .

4,947 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024