go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 892 kişi  09 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

got

got, gotten, getting, gets
[get] f. almak, edinmek, elde etmek, ele geçirmek; satın almak; getirmek, götürmek; varmak, gelmek; kazanmak; yapmak; idrak etmek; anlamak; başına gelmek; olmak; başlamak; canına okumak; öldürmek; açığını bulmak, yalanını çıkarmak
  • I hope you're sitting down, because I'm afraid I got some bad news.
    İnşallah oturuyorsundur, çünkü korkarım kötü bir haber aldım.
  • He jammed through biIIs,and the peopIe got what they wanted.
    İnsanlar, faturalar arasında sıkışmışlar ve istediklerini elde etmişler.
  • People want to see a house at night and she's
    got a date, guess who has to show the house?
    İnsanlar evi akşam görmek istiyor, onun da
    randevusu var, tahmin et, evi kim gösterecek?
  • Do you have any faith, sister?
    Not much.
    We've got a lot of faith here. Enough even for you
    İnancınız var mı kardeş?
    Pek sayılmaz.
    Burada bizim inancımız çok. Sana bile yeter.
  • Belive in me,I will solve this work,I have got latent abilities.
    İnan bana, bu işi halledeceğim,benim gizli yeteneklerim var.
  • The first police car got to the factory three minutes later, but it was too late.
    İlk polis aracı üç dakika sonra, fabrika geldi ama çok geçti.

  • I have got a lot of things to take care of.
    İlgilenmem gereken bir çok şey var.

  • He can't get his medication. Now I got some nut after me.
    İlaçlarını alamıyor. Bu yüzden peşimde bir kaçık var.

  • You got a bet.
    İddiaya giriyorum.
  • You've got to really know your song, inside and out.
    Nick Lowe
    İçinde ve dışında şarkıyı gerçekten bilmelisin.
  • It's got protein.
    Very nice.
    İçinde protein var.
    Çok güzel.
  • Well, I got a feeling about you two.
    İçimde siz ikiniz hakkında bir his var.

  • I've got a bad feeling about this, Alan.
    İçimde kötü bir his var, Alan.

  • l was supposed to call you when l got home.
    İçeri girdiğimde seni arayacaktım.

  • You got anything to drink?
    İçecek bir şeylerin var mı?

  • I saw your lights on and thought it was about time that we got acquainted.
    Işığınızı gördüm ve şimdi tanışmamızın tam sırası diye düşündüm.
  • Iraq assumes responsibility for its own future... They have got to step up.
    Jeff Sessions
    Irak kendi geleceğinin sorumluluğunu üstlenmeli... Kuvvetlenmek zorundalar.
  • I.D. will give you acces to any room in the ministry. The data packets are in the hard drive in the server room. Room 206. You've got three minutes.
    I.D bakanlıktaki tüm odalara girişinizi sağlayacak. Veri paketleri sunucu odasındaki sabit diskte. Oda 206. Üç dakikanız var.
  • There's no extradition treat between Hong Kong and Taiwan. However, we may be able to arrest the whole syndicate.We just got some important information.
    Hong Kong ve Taiwan arasında suçluluarın iadesiile ilgili bir anlaşma yok. Yine de örgütün tümünü tutuklayabiliriz. Önemli bir kaç bilgiye sahibiz.
  • We're not gonna retract anything, but we've got a lot of explaining to do.
    Hiçbir şeyi (ifademizi) geri almayacağız, ancak yapacak çok açıklamamız var.

4,947 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024