go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 986 kişi  13 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

turn

turned, turned, turning, turns
f. çark etmek, döndürmek
i. dönüş, sıra
  • That is so not funny.Okay, prepare to dive. This car will turn into submarine.
    Bu hiç komik değil.Tamam, dalmaya hazır ol. Bu araç denizaltına dönüşecek.
  • He did not turn it all the way round as he felt his neck becoming stiff, but it was nonetheless enough to see that nothing behind him had changed, only his sister had stood up.
    Boynunun tutulduğunu hissettiğinde yol boyunca dönmedi,bununla beraber arkasında birşey değimediğini bilmek yeterliydi,sadece kızkardeşi ayağa kalkmıştı.
  • If someone is going down the wrong road, he doesn't need motivation to speed him up. What he needs is education to turn him around.
    Jim Rohn
    Biri yanlış yoldan iniyorsa, onu hızlandırmak için motivasyona ihtiyacı yoktur. Onu geri döndürmek için ihtiyacı olan şey eğitimdir.
  • If you want to win a million dollars, turn to page 13 for today’s fantastic contest.
    Bir milyon dolar kazanmak istiyorsanız, bugünün fantastik yarışması için sayfa 13’ü açın.

  • There was this manager of a dry-cleaner´s and I was getting a suit cleaned in the bargain. Well, you can´t turn something like that down.
    Bir kuru temizlemecinin müdürü vardı ve pazarlığa göre bir takım elbisemi temizleyeceklerdi. Böyle bir teklifi geri çeviremezsin.
  • A father may turn his back on his child, brothers and sisters may become inveterate enemies, husbands may desert their wives, wives their husbands. But a mother's love endures through all.
    Washington Irving
    Bir baba çocuğuna sırt çevirebilir, kız kardeşler ve erkek kardeşler köklü düşmanlar olabilir, kocalar karılarından ayrılabilir, karılar da kocalarından. Ama bir annenin sevgisi bunların hepsine katlanır.
  • Maybe now they'll let me turn round, thought Gregor and went back to work.
    Belki şimdi fikrimi değiştirmeme izin verirler, diye düşündü Gregor ve işe geri döndü.
  • I want you to turn out the rear entrance light. It might attract the police.
    Arka girişin ışığını kapatmanı istiyorum. Bu polisin dikkatini çekebilir.
  • He did not turn his head until he had reached the doorway.
    Antreye varıncaya kadar kafasını çevirmedi.
  • American bombers.. destroyed two large fuel depots.. The movement will soon begin to drift apart. It doesn't possess the necessary inner strength. The remaining radicals,however, will turn to terror.
    Amerika'lılan bombaları iki büyük yakıt deposunu yok etti. Yürüyüşü yapanlar yakında uzaklaşmaya başlayacak. Gerekli iç gücü taşımıyor. Kalan radikaller her nasılsa yine teröre başvuracak.
  • But l don't want to live in a city where the only cultural advantage is that you can make a right turn on a red light.
    Ama tek kültürel avantajın kırmızı ışıkta sağa dönüş yapabileceğin bir şehirde yaşamak istemiyorum.
  • And then turn into the left lane.
    ...sonra sol şeride dön.
  • I turn over all my interests
    in the Havana operation to his control.
    ...Havana operasyonundaki hisselerimi
    onun kontrolüne bırakacağım.
  • because sometimes when I wear the headphones, I turn the music off.
    ...çünkü bazen kulaklığım takılıyken, müziği kapatıyorum.

  • -You're a journalist, aren't you?
    - A photographer. What's in your mind?
    -I'll turn myself in after the talking.Tell them the girl killed herself.herself.It wasn't murder...
    -Siz gazetecisiniz, değil mi?
    -Fotoğrafçı. Aklınızda kalan nedir?
    -Konuştuktan sonra teslim olacağım. Onlara kızın kendisini öldürdüğünü söyleyin. Bu cinayet değildi..
  • -You got us into this you've got to get us out.
    - Forget it. He has my diary, he'll turn us in.
    - Sen bizi buna bulaştırdın bundan dolayı sen bizi bundan çıkaracaksın.
    - Hiç sanma. Günlüğüm onda, o bizi ele verir.
  • - What's the matter?
    - I am going to tail him, turn on your phone. Are you okay?
    - They got the computer.
    - Ne oluyor?
    - Onu izleyeceğim, telefonunu aç. İyi misin?
    - Bilgisayarı aldılar.
  • - The faster we turn around the sooner we can be home. The harvest is over! We are free!
    - Ne kadar çabuk geri dönersek o kadar çabuk eve varırız. Hasat bitti! Özgürüz artık!
  • - Oh, please, come on. It's nothing. - Hey, turn up the TV.
    - Lütfen, haydi. Önemli değil. - TV'nin sesini açsanıza.

  • - Turn off the goddamn lights. I can't close my eyes.
    - You can, but your eyelids are transparent.
    - Kahrolası ışıkları söndürün. Gözlerimi kapayamıyorum.
    - Kapatabilirsin, ancak göz kapakların saydam.

865 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024