- He's not my father.
- That's unimportant. You like beer, that's important.
- When a person is half asleep, anything you put into his brain will be memorized.
- O benim babam değil.
- Bu önemli değil. Bira seviyorsun, önemli olan bu.
- Eğer bir insan yarı uykudaysa, beynine soktuğun herşeyi ezberler.
- What do you have to be mad about? I understand it must have been hard for you when I left. But you didn't put up a fight.
- What kind of fight was I supposed to put up?
- Ne için kızmak zorundasın? Gittiğimde herşey senin için zor olmuş olmalı, anlıyorum. Ama kavga çıkartmadın?
- Ne tür bir kavga çıkartmam gerekirdi?
- Kurt leads him down a dead end, so he'd drop it.
- You underestimated Tippin. Agent Kurtz' lack of field experience put us all at risk. What are you doing using a junior agent, Jack?
- Kurt onu ölü çıkmaza dek yönlendirir, ve o da atar.
- Trippin'i küçümsedin. Ajan Kurtz'un saha tecrübesi eksikliği hepimizi riske atar. Acemi bir ajanı kullanmakla ne yapıyorsun, Jack?
- My rent is $85 a month. It used to be $80 until last July,.. ...when Mrs. Lieberman, the landlady put in a second-hand air conditioner.
- It's a real nice apartment. Nothing fancy, but kind of cosy.
- Kiram ayda 85 dolar. Geçen Hazirana dek 80 dolardı ...ev sahibim Bayan Liebermanikinci el bir klima koyana dek.
- Gerçekten güzel bir daire. Lüks değil ama sıcak.
- Who wouldn't like to live here? Every time I come I want to put on the habit and stay.
- So why don't you? It would do you good to get acquainted with the hoe.
- Yes, but I'm not free.
- Kim burada yaşamak istemez ki? Her geldiğimde kıyafeti giyip kalmak istiyorum.
- Neden kalmıyorsun o zaman? Hem çapalama işini öğrenmen için de iyi olur.
- Evet ama işim var.
- I was out for blood. It happens. To all of us. We're not machines, Lianna. When we're hurt, we lash out. That's no excuse for what I put you through.
- Kan için dışardaydım. Bu olur. Hepimize. Makine değiliz, Lianna. Canımız yandığında, saldırırız. Bu seni düşürdüğüm durum için bir bahane olamaz.
- Jimmy, your kidneys are sick. They don't work right. We need to take out the sick kidney and put in a new one.
- Today?
- No, not today. We have to wait until......there's a kidney we can put in.
- Jimmy, böbreklerin hasta. Normal çalışmıyorlar. Hasta olan böbreği alıp yerine yenisini koymalıyız.
- Bugün mü?
- Hayır, bugün değil. Koyabileceğimiz bir böbrek bulana dek... beklemek zorundayız.
- I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
- Don't. What are you doing? Please don't kill me.
- I'm having a little trouble pulling the trigger.
- Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
- İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
- Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
- Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
- Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.
- I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
- Don't. What are you doing? Please don't kill me.
- I'm having a little trouble pulling the trigger.
- Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
- İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
- Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
- Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
- Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.