go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 725 kişi  28 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

playing

played, played, playing, plays
i. çalma, oynama
  • So the beautiful girls
    playing volleyball
    Yani voleybol oynayan
    o güzel kızlar…
  • He's over there,
    playing in the corner.
    Şurada, köşede oynuyor.
  • As a kid growing up in the little city of Sault Ste. Marie, Ontario, I dreamed of one day playing in the NHL, but never did I expect it to be as much fun as it turned out to be.
    Ron Francis
    Sault Ste. Marie, Ontario gibi küçük bir şehirde yetişmiş bir çocuk olarak, bir gün NHL'de oynamayı hayal ediyordum ama bu kadar komik çıkacağını hiç beklemiyordum.
  • Just a little game we're playing.
    Sadece bir oyun oynuyoruz.

  • So you won't accuse us of playing tricks.
    Öyleyse sen bizi hile yapmakla suçlamayacaksın.
  • He was playing a game and he made a mistake.
    Oyun oynuyordu ve bir hata yaptı.
  • You know, I can't believe you're even considering not playing.
    oynamamayı düşündüğüne inanamıyorum.

  • Whenever I wasn't watching the planes, I was playing community baseball, football, or something like that.
    Bo Jackson
    Ne zaman uçakları izlemesem topluluk beyzbolu,futbol yada onun gibi birşey oynuyordum.
  • What are you doing? playing for the other team? Now, are you guys going to plam according to the rules or not?
    Ne yapıyorsunuz ? Diğer takım için oynuyorsunuz? Şimdi çocuklar kurallara göre oynayacak mısınız oynamayacak mısınız?

  • I loved playing the part of the feisty Annie Sullivan in The Miracle Worker.
    Mercedes McCambridge
    Mucizevi İşçi'de enerjik Annie Sullivan bölümünü oynamayı çok sevdim.
  • A dog bit me when I was little. We were playing.
    Küçükken köpek ısırdı. Köpekle oynuyordum.

  • Hey, imagine us playing basket.
    Hey, basket oynadığımızı hayal edin.
  • Both teams were playing well, but neither team could score.
    Her iki takım da iyi oynuyordu ama hiçbir takım puan alamıyordu.

  • You're playing worse and worse every day and right now you're playing like it's next month.
    Herb Brooks
    Her gün gittikçe daha da kötü oynuyorsun ve şu anda sanki gelecek aydaymış gibi oynuyorsun.
  • Diana Ross is playing next week I got three tickets.
    Haftaya Diana Ross çalacak. Üç biletim var.
  • I have to go. Listen.. ...I'm playing at a garage party tonight.Want to come?
    Gitmem lazım.Dinle... Bu akşam bir garaj partisinde müzik yapacağım. Sen de gelmek istermisin?
  • But today the Rebels are playing very well, and the Blue Socks are playing badly.
    Fakat bugün Rebels çok iyi oynuyor ve Blue Socks kötü oynuyor.

  • Instead of playing our instruments regularly we should play them backwards.
    Enstrümanlarımızı düzenli çalmaktansa geriye doğru çalmalıyız.
  • So you won't accuse us of playing tricks. That's fair enough, thank you!
    You're welcome!
    Demek bizi numara-hile yapmakla suçlamayacaksın. Bana uyar-yeterince adil, teşekkür ederim!
    Bir şey değil!
  • I was a shy, quiet kid. I was happiest playing by myself with my toys, rather than hanging around people.
    Christian Slater
    Çekingen, sessiz bir çocuktum. İnsanların etrafında dolanmaktansa oyuncaklarımla kendi başıma oynamaktan memnundum.

1,309 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024