go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 769 kişi  13 May 2024 
 En çok kullanılan kelimeler
 En çok kullanılan fiiller
 Sınav Kelimeleri
 Diğer
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

playing
played, played, playing, plays
i. çalma, oynama
  • l first saw Colette at a concert. They were playing Berlioz. She sat 5 rows ahead of me, near the aisle. l spotted her immediately.
    Collette'yi konserde gördüm. Berlioz çalıyorlardı. Kendisi benden beş sıra önde koridor tarafında otutmuştu. Onu hemen fark ettim.
  • Meanwhile Gregor's sister had overcome the despair she had fallen into when her playing was suddenly interrupted.
    Bu arada,Gregor'un kızkardeşi, aniden oyunu kesildiğinde,içine düştüğü umutsuzluğu yenmişti.
  • The difference between playing the stock market and the horses is that one of the horses must win.
    Joey Adams
    Borsada ve at yarışı bahisleri oynamak arasındaki fark atlardan birinin kazanmak zorunda olmasıdır.
  • You know, being in this house reminds of something. I was about 10 years old. Me and Larry were playing alien invasion.

    Biliyorsun, bu evde olmak bana bir şeyler hatırlatıyor. 10 yaşlarındaydım. Ben ve Larry uzaylı istilası oyunu oynuyorduk.
  • When I was 12, every little girl in Russia was trying to wear her hair like mine and playing tennis.
    Anna Kournikova
    Ben 12 yaşındayken, Rusya'daki tüm küçük kızlar saçlarını benimki gibi yapmaya çalışıyor ve tenis oynuyordu.
  • He was playing soldier, and he put the pot over his head.
    Asker oynuyordu ve çanağı başının üstüne koydu.

  • I'm playing ring toss with my car keys.
    Araba anahtarlarımla halka yakalama oynuyorum.

  • Yet Gregor's sister was playing so beautifully.
    Ancak-her şeye rağmen, Gregor'un kız kardeşi güzelce oynuyordu.
  • is the idiom I'm playing off.
    ...üzerinde oynadığım bir deyim.
  • playing Tchaikovsky's Arabian Dance in the background.
    ...bir kaset olurdu.

  • - l've never seen you lose at any game.
    - Playing games is all l know.
    -Senin daha birgün bir oyunda kaybettiğini görmedim.
    - Oyun oynamak bildiğim tek şey...
  • -Did you hear the good news, darling? We're playing at the palace.
    -How marvelous!
    -İyi haberleri duydun mu, sevgilim? Sarayda oynuyoruz.
    -Müthiş!
  • - I'm coming over.
    - You're not playing cards, are you?
    - No. Come out when I honk the horn. If you don't, I'll come in.
    - Oraya geliyorum.
    - Kağıt oynamıyorsun, değil mi?
    - Hayır. Kornaya basınca, çıkarsın. Çıkmazsan, ben içeri gelirim.
  • - I'm wearing earplugs.
    - Earplugs or cloves of garlic? You know what? I take back what I said before.Keep playing at the restaurant.
    - Kulak tıkacı kullanıyorum.
    - Kulak tıkacımı yoksa sarımsak dişlerimi? Biliyor musun? Daha önce söylediklerimi geri alıyorum. Sen restaurantta çalmaya devam et.
  • - Me and Larry were playing alien invasion. Remember, Larry?
    - Anyway, we were making a lot of noise.
    - Ben ve Larry uzaylı istilasını canlandırıyorduk. Hatırlıyor musun, Larry?
    - Yine de, çok gürültü yapıyorduk.
  • - What about the negotiator?
    - He's playing pinochle with my men.
    - Aracıdan n'aber?
    - Adamlarımla kağıt oynuyor.
  • A boy cannot begin playing ball too early. I might almost say that while he is still creeping on all fours he should have a bouncing rubber ball.
    Christy Mathewson
  • A good thing is I've been playing tennis I think every day for the last two months. I really haven't had a day off. I've been doing things that I did used to do.
    Stefan Edberg
  • A lot of hacking is playing with other people, you know, getting them to do strange things.
    Steve Wozniak
  • A lot of newspapers say, Terence Stamp is playing himself and we're as bored as he is.
    Terence Stamp

1,309 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024