go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 858 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

made

made, made, making, makes
s. yapılmış, üretilmiş, garantili
  • My husband and I had decided to buy a new house, and I’d made an appointment to see our bank manager.
    Kocam ve ben yeni bir ev almaya karar vermiştik ve banka müdürümüzle görüşmek için bir randevu ayarlamıştım.

  • What is this thing made of cobalt and electricity?
    Kobalt ve elektrikten mamul bu nesne nedir?
  • And she made me promise not to tell anyone.
    Kimseye söylememem için bana söz verdirtti.

  • Nobody will be guilty of anything. The devil made them do it.
    Kimse suçlu sayılmayacak. İblisler onlara bunu yaptırdı.
  • Those are the only calls
    we want made with this news.
    Ki bunlar sadece bilmesini
    istediğimiz müşteriler.
  • Wait till you see the wedding cake
    I made for your daughter!
    Kızın için yaptığım
    düğün pastasını görmelisin!
  • They made her drink whiskey...
    Kızıma viski içirmişler,...
  • He soon made the discovery that he could no longer move at all.
    Kısa zamanda artık hiç kımıldayamayacağını keşfetti.
  • He knows he's a target. The next move we make must be made with extreme caution.
    Kendisinin bir hedef olduğunu biliyor. Yapacağımız sonraki hamle, son derece ihtiyatla yapılmalı.
  • He knows he's a target. The next move we make must be made with extreme caution.
    Kendisi hedef olduğunu biliyor. Yapacağımız sonraki hamle son derece dikkatle yapılmalı.
  • He's the chief director of our research centre. I made an appointment with him tonight.
    Kendisi araştırma merkezimizin genel müdürü. Onunla bu gece için bir randevu ayarladım.
  • I made a crumble.
    Kek yaptım.
  • They had to cover up for the crash, so they made me the scapegoat.
    Kazayı örtbas etmek zorundaydılar, bu yüzden beni günah keçisi ilan ettiler.
  • We won. I made an incredible play in the field.
    Kazandık. Sahada inanılmaz bir oyun çıkardım.

  • His wife started to bother him about the garden.She made him do work even though she knew that he hated tearing out the wild plants.
    Karısı onu bahçe mevzunda zorlamaya başlamıştı. Hatta yabani otları yolmaktan nefret ettiğini bile bile onu bahçede çalışmaya zorladı.
  • So you've made up your mind.
    Why are you even calling me?
    Kararını vermişsin işte.
    Beni niye arıyorsun ki?
  • You know how he gets once he's made a decision.
    Karar verdiğinde artık, nasıl davranmaya başladığını biliyorsun.
  • A permanent magnet is an object made from a material that is magnetized and creates its own persistent magnetic field.
    Kalıcı bir mıknatıs, manyetize edilmiş ve kendi kalıcı manyetik alanını oluşturan bir materyalden üretilmiş bir nesnedir.
  • That made me just a little heart-sick, for I haven't heard from Jonathan for a whole month.
    Jonathan'dan bir aydır haber alamamam beni biraz kalp hastası yaptı.
  • I have seen that nations made from wrought iron and totally inflexible, like Spain.
    İspanya gibi bükülmez demirden yapılmış nice uluslar gördüm.

3,951 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024