- Are you mad at me because my hair gel smells? Because I said your handwriting is childlike?
- No. That made me feel precious. Because he's always correcting people's grammar?
- Jölem kokuyor diye mi bana kızgınsın? Yoksa elyazın çocuksu dedim diye mi?
- Hayır. Bu beni değerli hissettirdi. Çünkü her zaman insanların gramerini düzeltiyor.
- Scout told him that I was too slight to play so he kept pushing me. That's how I screwed my knee.
- Your dad made you?
- I wanted to show him I wasn't soft, so I tried to play injured.
- He was a bastard an
- İzci ona oynayamacak kadar zayıf olduğumu söylemiş, bu nedenle beni zorlayıp durdu. Bu nedenle dizim döndü.
- Baban mı yaptı?
- Ona zayıf olmadığımı göstermek istedim, o nedenle yaralı şekilde oynadım.
- You always made trying to love a wild thing. You were always lugging home wild things. Remember? ...A hawk with a broken wing, a full grown wildcat with a broken leg...
- Hep vahşi şeyleri bana sevdirmaye çalışırdın. Eve devamlı vahşi birşeyler getiriyordun. Hatırladın mı? ...Kanadı kırık bir atmaca... ya da artık kocaman olmuş kırık bacaklı bir yaban kedisi...
- It was weird. It was dark. There were pictures made of cloth. Right on the walls and .. candles, black candles. There was a .. thick wood table. And ...there were knives and saws. There's something carved on the table like a ...a symbol.
- Pentagram.
- How'd you know?
- Go on, go on.
- Garipti. Karanlıktı. Kumaşlardan yapılmış resimler vardı. Duvarlardaydılar ve şamdanlar.. siyah şamdanlar. Kalın tahta bir... masa vardı. Ve... bıçaklar, testereler vardı. Masada bir... bir sembole benzeyen bir şey oyulmuştu.
- Beş köşeli yıldız.
- Nereden bildin?
- Devam et, devam et.
- There isn't anyone. Maybe an Eskimo who can ice-fish for food. Help me to build a nest for when the baby comes.
- There are no Eskimo here, and you're not really pregnant. You made that up.
- Burada kimse yok. Belki yiyecek için buzda balık avlayan bir Eskimo. Bebeğin gelişi için bir yuva yapmama yardım et.
- Burada Eskimo felan yok, ve sen de aslında hamile değilsin. Hepsini sen uydurdun.
- I gambled in this race. This horse has a good timing. lt's a healthy horse, never had a problem. The jockey is light.
- As far as I know, you've never made 19 grands, have you?
- Bu yarışta oynadım. Bu atın zamanlaması iyi. Sağlıklı bir at, hiç problemi olmadı. Cokey hafif.
- Benim bildiğim kadarıyla, 19 dolar bile kazanamadın bugüne dek, değil mi?
- I've always thought that you hated this city, Colonel.
- The passion to build has cooled and the joy of reconstruction forgotten, and now it's just a garbage heap made up of fools.
- Bu şehirden hep nefret ettiğinizi düşünürdüm, Albay.
- inşa etme tutkusu soğudu ve kalkınma mutluluğu unutuldu, ve şimdi ahmaklar tarafından yapılmış bir çöp yığını sadece.
- I lived here once. He came in through there off the fire escape. He held a knife to my throat and said... if I made any noise, he'd cut my tongue out. He tied me to the bed.
- Bir keresinde burada yaşamıştım. Yangın çıkışından geldi.Boğazıma bıçak dayadı ve ... eğer ses çıkarırsam, dilimi keseceğini söyledi. Beni yatağa bağladı.
- Stand up!
- Look, they made you bigger than me.
- Who did?
- They did. The dollmakers. They made you taller. Why don't you look like one?
- Like one?
- You're not cute like a doll. You just look like someone's ordinary kid.
- Ayağa kalk!
- Bak, seni benden büyük yapmışlar.
- Kim?
- Onlar yapmış. Oyuncakçılar. Seni daha uzun yapmışlar. Neden onlardan birine benzemiyorsun?
- Onlardan biri?
- Sen bebek gibi şirin değilsin. Sadece birisinin sıradan çocuğuna benziyorsun.