go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 943 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

made

made, made, making, makes
s. yapılmış, üretilmiş, garantili
  • - What calls? - I made a friend when I was in Europe.
    - Ne konuşması? - Avrupa’dayken bir arkadaşım vardı.

  • - I had made an unhappy boy temporarily happy. And there wasn't anything in it for me at all. I didn't even want to shag his mum.
    - Mutsuz bir çocuğu geçici olarak mutlu ettim. Üstelik bana hiç bir faydası da yoktu. annesiyle yatmak dahi istemedim.
  • - I made the lamb the way you like it. Is it good?
    - It's okay. Irene Payson got back from Denver today.
    - Koyun etini sevdiğin gibi yaptım. İyi olmuş mu?
    - İyi. Irene Payson, bugün Denver'dan döndü.
  • - Are you mad at me because my hair gel smells? Because I said your handwriting is childlike?
    - No. That made me feel precious. Because he's always correcting people's grammar?
    - Jölem kokuyor diye mi bana kızgınsın? Yoksa elyazın çocuksu dedim diye mi?
    - Hayır. Bu beni değerli hissettirdi. Çünkü her zaman insanların gramerini düzeltiyor.
  • - Scout told him that I was too slight to play so he kept pushing me. That's how I screwed my knee.
    - Your dad made you?
    - I wanted to show him I wasn't soft, so I tried to play injured.
    - He was a bastard an
    - İzci ona oynayamacak kadar zayıf olduğumu söylemiş, bu nedenle beni zorlayıp durdu. Bu nedenle dizim döndü.
    - Baban mı yaptı?
    - Ona zayıf olmadığımı göstermek istedim, o nedenle yaralı şekilde oynadım.
  • - You always made trying to love a wild thing. You were always lugging home wild things. Remember? ...A hawk with a broken wing, a full grown wildcat with a broken leg...
    - Hep vahşi şeyleri bana sevdirmaye çalışırdın. Eve devamlı vahşi birşeyler getiriyordun. Hatırladın mı? ...Kanadı kırık bir atmaca... ya da artık kocaman olmuş kırık bacaklı bir yaban kedisi...
  • - You made good time from the airport.
    - We landed early......even with the storm.
    - Havaalanından çabuk geldiniz.
    - Erken indik, üstelik fırtına eşliğinde.
  • - It was weird. It was dark. There were pictures made of cloth. Right on the walls and .. candles, black candles. There was a .. thick wood table. And ...there were knives and saws. There's something carved on the table like a ...a symbol.
    - Pentagram.
    - How'd you know?
    - Go on, go on.
    - Garipti. Karanlıktı. Kumaşlardan yapılmış resimler vardı. Duvarlardaydılar ve şamdanlar.. siyah şamdanlar. Kalın tahta bir... masa vardı. Ve... bıçaklar, testereler vardı. Masada bir... bir sembole benzeyen bir şey oyulmuştu.
    - Beş köşeli yıldız.
    - Nereden bildin?
    - Devam et, devam et.
  • - Yeah. I came into some extra money a couple of days later.
    - You made these contributions anonymously.
    - Evet, birkaç gün sonra biraz fazladan paraya konuverdim.
    - Bu yardımları adını vermeden yaptın.
  • - Gold from teeth, melted down, sent once a month to the medical department of the Waffen SS. A lampshade made from human skin. ..
    - Eritilmiş, ayda bir Waffen SS'in tıbbi bölümüne gönderilmiş dişten altın, İnsan derisinden yapılmış bir abajur...
  • - If someone should find an excuse to use your handkerchief and return it to your pocket like this, you'll know you've made contact.
    - Eğer birisi mendili kullanmak ve onu bu şekilde geri koymak için bir bahane bulursa, iletişim kurmuş olduğunu anlarsın.
  • - There isn't anyone. Maybe an Eskimo who can ice-fish for food. Help me to build a nest for when the baby comes.
    - There are no Eskimo here, and you're not really pregnant. You made that up.
    - Burada kimse yok. Belki yiyecek için buzda balık avlayan bir Eskimo. Bebeğin gelişi için bir yuva yapmama yardım et.
    - Burada Eskimo felan yok, ve sen de aslında hamile değilsin. Hepsini sen uydurdun.
  • - I gambled in this race. This horse has a good timing. lt's a healthy horse, never had a problem. The jockey is light.
    - As far as I know, you've never made 19 grands, have you?
    - Bu yarışta oynadım. Bu atın zamanlaması iyi. Sağlıklı bir at, hiç problemi olmadı. Cokey hafif.
    - Benim bildiğim kadarıyla, 19 dolar bile kazanamadın bugüne dek, değil mi?
  • - I've always thought that you hated this city, Colonel.
    - The passion to build has cooled and the joy of reconstruction forgotten, and now it's just a garbage heap made up of fools.
    - Bu şehirden hep nefret ettiğinizi düşünürdüm, Albay.
    - inşa etme tutkusu soğudu ve kalkınma mutluluğu unutuldu, ve şimdi ahmaklar tarafından yapılmış bir çöp yığını sadece.
  • - He was a little lame. He suffered from gout. He was afraid of thunderstorms. They made him incontinent.
    - Biraz topladı. Gut hastalığından çekiyordu. Gökgürültüsünden korkuyormuş. Inkontinentia hastalığına sebep olmuş.
  • - I lived here once. He came in through there off the fire escape. He held a knife to my throat and said... if I made any noise, he'd cut my tongue out. He tied me to the bed.
    - Bir keresinde burada yaşamıştım. Yangın çıkışından geldi.Boğazıma bıçak dayadı ve ... eğer ses çıkarırsam, dilimi keseceğini söyledi. Beni yatağa bağladı.
  • - I've already made my move.
    - What move?
    - Ben her şeyi ayarladım.
    - Ne ayarladın?
  • - I bet you had a hard time being a judge. Seems like Professor Kim made it harder for you.
    - No, I enjoyed it.
    - Bahse girerim yargıç olarak zor anlar yaşadın. Profesör Kim de bu daha da zorlaştırmış gibi görünüyor.
    - Hayır, hoşuma gitti benim.
  • - Dad was obsessed with hygiene. He made me wash my hands ten times a day. After a while I just pretended.
    - Babam hijyen takıntılıydı. Ellerimi günde on kez yıkattırırdı bana. Bir süre sonra yıkar gibi görünmeye başladım.
  • - Stand up!
    - Look, they made you bigger than me.
    - Who did?
    - They did. The dollmakers. They made you taller. Why don't you look like one?
    - Like one?
    - You're not cute like a doll. You just look like someone's ordinary kid.
    - Ayağa kalk!
    - Bak, seni benden büyük yapmışlar.
    - Kim?
    - Onlar yapmış. Oyuncakçılar. Seni daha uzun yapmışlar. Neden onlardan birine benzemiyorsun?
    - Onlardan biri?
    - Sen bebek gibi şirin değilsin. Sadece birisinin sıradan çocuğuna benziyorsun.

3,951 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024