go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 91 kişi  19 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

a

i. lâ [müz.], pek iyi
  • - ls it right to donate organs?
    - Absolutely, it's a gift culture.

    -Organ bağışlamak doğru birşey mi?
    -Kesinlikle, bu bir hediye kültürüdür.
  • -She's your type. A bouncy little duckling.
    -Don't tell me you're jealous!

    -O senin tipindir. Küçük çılgın bir ördek yavrusu.
    -Sakın kıskandım deme!
  • -What are you looking for?
    - She says she saw a boy in there.
    - How do you know about this?
    - The bear told me.

    -Ne arıyorsun?
    -Orada bir erkek çocuk gördüğünü söyledi.
    - Bunu nereden biliyorsun?
    - Ayı bana söyledi.
  • - Come on, Jack. Have fun! There's a special doll over there.Do you know who she is?
    -No.
    -But she is lovely,isn't she?
    -She sure is.

    -Hadi Jack.Birza eğlen. Orada olağanüstü bir güzel kız var.Kim olduğunu biliyor musun?
    - Hayır.
    - Ama çok güzel değil mi?
    - Kesinlikle öyle.
  • - Let's take a dip in the pool.
    -I haven't got a suit.Besides...
    - Here.Those are Vernon's.

    -Hadi hazuva dalalım.
    - Benim mayom yok ki. Bir de..
    - İşte.Bu Vernon'unki.
  • -Did you see that?
    -See what?
    -A nigger.He's a good diver.
    -Diver?How can they let a nigger share the water I swim in?

    -Gördün mü?
    - Neyi?
    - Bir zenci.O iyi bir dalgıçtır.
    - Dalgıç mı? Benim yüzdüğüm sularda nasıl olur da bir zenci girmesine izin verirler?
  • - Is it a duckling?
    - It's not!A veterinarian friend of mine sent it to me from Vienna.

    -Bu bir ördek yavrusu mu?
    - Hayır, değil. Bir veteriner arkadaşım Vienna’dan bana göndermişti.
  • - Is this the surgery record you were looking for? The donor was CHO Hye-ran.She got killed by a train.
    - She did?
    - Yes.

    -Bu aradığınız ameliyat dosaysı mı? Donor’un adı CHO Hye-ran’ mış. Trene çarpılıp ölmüş.
    -Gerçekten mi?
    - Evet.
  • - I am here because of a dreadful misunderstanding.
    -Then you'll soon be free.

    -Ben korkunç bir anlaşılmazlıktan dolayı buradayım.
    -O zaman sen hemen özgür olacaksın.
  • - I would never believe a girl as beautiful could have such a great personality.
    - Ugly-duckling syndrome.

    -Ben hiçbir zaman o kadar güzel bir kızın bu kadar güzel bir karakteri olacağına ınanmam.
    - Bu bir çirkin ördek yavrusu sindromudur.
  • -What were you thinking?You can't fight a duel to the death.
    -I must.

    -Aklını mı kaçırdın? Sen bir düelloda ölünceye kadar savaşamazsın.
    -Zorundayım.
  • - Where is this thing? This battery.
    - It's in Taipei.The Fu Sing district.At a warehouse.

    - Şu şey nerede? Şu baterya.
    - O Taipei'de. Fu Sing mahallesinde. Bir depoda.
  • -Now, speaking as a bartender what's the distinction between the two?
    - I don't understand.

    - Şimdi, bir barmen olarak söylersen ikisi arasındaki fark nedir?
    - Anlamıyorum.
  • -I'm going to read your thoughts.Let's see now. You come here from a great distance.
    - Yeah. Exactly.

    - Şimdi senin düşüncelerini okuyacağım. Bir bakalım. Buraya çok uzaktan geliyorsun.
    - Evet. Aynen öyle.
  • - Can we go see the donkey now?
    - It's in the meadows, going nowhere. We'll go there in a bit.

    - Şimdi gidiğ eşeğe bakabilir miyiz?
    - O çayırda, bir yere gitmeyecek.Birazdan oraya gideriz.
  • - Now tell me he was on drugs and depressed.
    - Well, there is a drug thing,yeah.

    - Şimdi bana onun uyuşturucu kullandığını ve depresyonda olduğunu söyle.
    - Yani, uyuşturucuyla ilgili birşeyi vardı, evet.
  • - Steve called.
    - What did he say?
    - He said where the hell were you. What did you tell him?
    - That you have to wait 24 hours before you file a missing person's report.
    - I thought you were in somebody's trunk.
    - I was with Danny.
    - I waited for you at the steam bath. Just sweating my ass off with some fat women from the old countrywho don't speak any English.

    - Steve aradı.
    - Ne dedi?
    - Hangi cehennemde olduğunu söyledi. Ona ne söyledin?
    - Kayıp kişi raporu vermeden evvel 24 saat beklemen gerektiğini.
    - Birinin bagajındasın sandım.
    - Danny ile birlikteydim.
    - Seni buhar odasında bekledim. Eski ülkeden gelen ve hiç İngilizce konuşamayan şişman bir kadınla birlikte kıçımı terletiyordum.
  • - May I help you?
    - Can I make a long distance call to Istanbul, please?
    - Yes, sir, number, please.
    - 924836763.

    - Size nasıl yardımcı olabilirim?
    - Yurtdışına İstanbul'a arayabilir miyim, acaba?
    - Olur efendim, numarası lütfen?
    - 924836763.
  • - Can I help you?
    - I'm here for my dog.
    - Your last name?
    - Leary.
    - Oh, just a minute.

    - Size nasıl yardımcı olabilirim?
    - Köpeğimi almya geldim.
    - Soyadınız?
    - Leary.
    - Tamam, bir saniye.
  • - I can't stand your terrible perfumes.
    - Good heavens, ma'am. I'm only wearing a drop.

    - Senin berbat parfümlerine dayanamıyorum.
    - Aman Tanrım hanımefendi.Üzerime sadece birkaç damla sıktım.

91,185 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024