go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 800 kişi  03 May 2024 
 En çok kullanılan kelimeler
 En çok kullanılan fiiller
 Sınav Kelimeleri
 Diğer
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

day
i. gün, gündüz
  • I'll stop bothering you It's my first day of vacation
    Seni rahatsız etmeyi bırakıyorum. Bugün tatilimin ilk günü.
  • You will eat horse meat every day drink horse milk, wear coins in hair.
    Sen atı eti yiyeceksin ve hergün at sütü içip saçına sikke takacaksın.
  • As a kid growing up in the little city of Sault Ste. Marie, Ontario, I dreamed of one day playing in the NHL, but never did I expect it to be as much fun as it turned out to be.
    Ron Francis
    Sault Ste. Marie, Ontario gibi küçük bir şehirde yetişmiş bir çocuk olarak, bir gün NHL'de oynamayı hayal ediyordum ama bu kadar komik çıkacağını hiç beklemiyordum.
  • I’ve only been here for three years, and I’m already tired of doing the same thing every day.
    Sadece üç yıldır buradayım ve her gün aynı şeyi yapmaktan çoktan yoruldum.

  • Well, this is the eighth day, so I’ve already seen eight countries.
    Peki, bu sekizinci gün, yani sekiz ülkeyi gezdim.

  • Well, as to the visit, Lucy was more cheerful than on the day I first saw her, and certainly looked better.
    Pekala,ziyarete gelince,Lucy onu ilk gördüğüm günkünden daha neşeliydi,ve kesinlikle daha iyi görünüyordu.
  • Sunday's not a "me" day, it's a "he" day.
    Pazarları "ben" günü değil "o" günüdür.

  • Her boss often says, “Ms. Yamakawa Works hard eight hours a day. She’s a hard worker and a good employee.”
    Patronu sık sık “Bayan Yamakawa günde sekiz saat sıkı çalışır. Sıkı bir çalışan ve iyi bir işçidir.” Der.

  • I just put three dollars
    in the other day.
    Önceki gün, üç dolarlık
    benzin almıştım.
  • He died, and every day since then I have grieved for him.
    Öldüğü günden bu yana hergün onun yasını tuttum.
  • Upon the second day of his absence I received a telegram from the major, imploring me to come at once.
    Onun yokluğunun ikinci gününde binbaşından derhal gelmemi rica eden bir telgraf aldım
  • Would you like to spend a day with her family? If you would like, I can arrange something.
    Onun ailesiyle bir gün geçirmek ister misin? Eğer istersen, bir şeyler ayarlayabilirim.
  • .and then, throughout the day you have to continue to greet these people...
    ondan sonra, gün boyubu insanları selamlamak zorunda kalırsınız...

  • That was the problem with reading: you always had to pick up again at the very thing that had made you stop reading the day before.
    Nicholson Baker
    Okumayla ilgili problemdi:önceki gün senin okumanı durduran çok şeyi her zaman tekrar toparlamak zorundasın.
  • Oh, yes! I know that! I know that, but do you know what day it is?
    Oh,evet!Onu biliyorum!onu biliyorum!,fakat sen onun hangi gün olduğunu biliyormusun?
  • He could actually have used this surplus money to reduce his father's debt to his boss, and the day when he could have freed himself from that job would have come much closer, but now it was certainly better the way his father had done things.
    O,bu artan parayı gerçekten babasının patronuna olan borcunu azaltmak için kullanabilirdi.ve kendini o işten muaf tuttuğu gün çok daha fazla yaklaşmıştı,fakat şimdi babasının bir takım şeyleri yapmış olduğu metot kesinlikle daha iyiydi
  • Then tell me who called the police the day Lee died?
    O zaman söyle bana, Lee'nin öldüğü gün polisi kim aradı?
  • She wears it every day, and she’s never taken it off.
    O her gün onu takıyor ve onu hiçbir zaman çıkarmadı.

  • So, anyhoo, I remember that
    day like it was yesterday.
    O günü sanki dünmüş gibi
    hatırlıyorum.
  • Did you see Michael Gallagher that day ?
    O gün Michael Gallagher'i gördün mü?

2,430 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024