go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1314 kişi  08 Haz 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » i'll

i'll

I will kısaltması
  • - lt's been good seeing you, Ken. There's so much to talk about.
    - Sorry. l'm in such a hurry.
    - Can't we have a cocktail?
    - l really am in a hurry.
    - l've so much to say to you.
    - Why don't you give me a card? I'll call you.
    - Seni görmek gerçekten güzeldi, Ken. Konuşacak çok şey var.
    - Üzgünüm. Öyle acelem var ki.
    - Bir içki içemez miyiz?
    - Gerçekten çok acelem var.
    - Sana söyleyecek çok şeyim var.
    - Neden bana bir kartını vermiyorsun? Seni ararım.
  • - We're going to get you home. Get him a cab!
    - Give me a gin and tonic.
    - Last call was half an hour ago.
    - Give me one or I'll kill you.
    - Just one.
    - Seni eve götürüyoruz. Ona bir taksi çağırın!
    - Bana bir cin-tonik verin.
    - Son servis yarım saat önceydi.
    - Bana bir tane ver, yoksa seni öldürürüm.
    - Sadece bir tane.
  • - I'll take you fishing tomorrow, okay?
    - Okay.
    - Seni balığa yarın götürürüm, tamam mı?
    - Tamam.
  • - And you sent them all back. You wouldn't even talk to them.
    - I'll tell you the truth. I won't lie.
    - Sen de onların hepsini geri gönderdin. Onlarla konuşmayacaktın bile.
    - Sana gerçeği anlatacağım. Yalan söylemeyeceğim.
  • - I'll help you.
    - You are so kind, mister. You're a kind... You're a kind man.
    - It's okay.
    - I can tell. Please, you gotta tell me what to do. You gotta help me. I'm so cold, I'm hungry.
    - Sana yardım edeceğim.
    - Çok iyisiniz, bayım. siz bir... Siz iyi bir adamsınız.
    - Önemli değil.
    - Belli. Lütfen, bana ne yapmam gerektiğini söylemelisiniz. Bana yardım etmelisiniz. Üşüyorum, açım.
  • - I'll tell you, it was really passionate. - Better than before?
    - Sana şunu söyleyeyim, çok ateşliydi. - Öncekinden daha mı iyiydi?

  • - That's what I wanted to tell you. No doubt about it, it's locked. And the window. We should've had a ladder ready. Go get one.
    - There's one in the garage. I'll get the keys from the kitchen.
    - Sana söylemek istediğim de bu. Hiç şüphe yok, kilitli. Pencere de. Bir merdiven bulundurmalıydık. Git bir merdiven bul.
    - Garajda bir tane var. Mutfaktan anahtarları alayım.
  • -What can I get for you?
    - I'll have a... vanilla ice cream.
    - Sana ne getireyim?
    - Ben bir vanilyalı dondurma alaym.
  • - I better gather you up some breakfast.
    - Yes, please. I'm very hungry, Louise.
    - I'll make you some eggs.
    - Sana kahvaltılık birşeyler hazırlasam iyi olacak.
    - Evet çok acıktım.
    - Birkaç yumurta pişireyim.
  • - I'll give you two live torpedoes. I'll set a dummy ship in Norfolk harbour. If I see that baby go up, then we'll talk about your boat.
    - Sana iki canlı torpil vereceğim. Norfolk Limanı'na da paravan bir gemi yerleştireceğim. Eğer bu bebeğin yukarı çıktığını görürsem, senin tekneyle ilgili konuşuruz.
  • - I'll knit you something nice, so stand up! Good boy! Now raise your head!
    - Sana güzel birşey üreceğim, o yüzden ayağa kalk bakalım! Uslu çocuk! Şimdi de kafanı kaldır!
  • - I'll get you a magazine.
    - I saw a great jacket on sale.
    - How much?
    - 690 francs. Is that too much?
    - Sana bir dergi alayım.
    - İndirimde harika bir ceket gördüm.
    - Ne kadar?
    - 690 frank. Çok mu sence?
  • - Rosie, to show there's no hard feelings, I'll make you another cup of tea.You carry on more over that cup of tea.
    - Rosie, kötü düşünceler olmadığını göstermek için sana bir fincan çay daha yapacağım.Yeni yaptığım çayı içerek devam edebilirsin.
  • - Do you realize what would happen if I hand in my reports in your handwriting?
    - I'll get fired.
    - You wouldn't want that to happen, would you?
    - Raporlarımı senin elyazınla yazılmış şekilde verirsem ne olacağının farkında mısın?
    - Kovulurum.
    - Bunun olmasını istemezsin değil mi?
  • - l change the schedule.
    - Don't change it because of me. I'll be all right in a minute. Can you lend me a handkerchief? I must look awful.
    - Programı değiştirdim.
    - Benim için değiştirme. Birazdan düzelirim. Ban bir mendil verebilir misin? Korkunç görünüyor olmalıyım.
  • - So, I'll be in my room until dinner
    - He's gigantic.
    - I know.
    - You seem so young to have such a large son.
    - Thank you.
    - Peki akşam yemeğine kadar odamda olacağım.
    - Dev gibi.
    - Biliyorum.
    - Bu kadar büyük bir oğlun olamayacak kadar genç görünüyorsun.
    - Teşekkürler.
  • - You couldn't survive a day without Paris. You'll have no admirers, no servants. You can't even open a jar .
    - I'll learn.
    - Paris olmadan bir tek gün bile yaşayamazsın. Hayranların ya da hizmetçilerin olmayacak. Sen bir kavanozu bile açamazsın.
    - Öğrenirim.
  • - He must get better first. I'll decide...
    - War is costly. We can't do business.
    - Önce iyileşmesi gerek. Karar...
    - Savaş pahalıya mal olur. İş yapamayız.
  • - Go out the front door. I'll meet you there.
    - But it doesn't open. There's no doorknob.
    - Press your thumb to the plate.
    - What plate?
    - Ön kapıdan çık. Seninle orada buluşurum.
    - Ama açılmıyor. Kapı tokmağı yok.
    - Baş parmağını levhaya bastır.
    - Ne levhası?
  • - Sit down or I'll hang you back on the wall! Sit down!
    - I did not enjoy that. You didn't entertain me!
    - Otur yoksa seni duvara geri asarım. Otur!
    - Bu hoşuma gitmedi. Beni hiç eğlendiremedin!

1,462 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024