go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1172 kişi  24 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » i'll

i'll

I will kısaltması
  • - Is there anything I can do?
    - A dinner wouldn't do any harm. Let's go!
    - Not while I'm on duty. I'll have to quit.
    - It was a ridiculous cap anyway.
    - Yapabileceğim birşey var mı?
    - Bir yemek fena olmaz. Hadi gidelim.
    - Görev başındayken değil. İstifa etmem gerek.
    - Zaten şapka da komikti.
  • - I'll do the best I can. Just get them over here. Can you hear me? Listen to me. Look at me. Look in my eyes. Can you feel that? That's my hand.
    - Yapabildiğimin en iyisini yapacağım. Onları getireceğim. Beni duyabiliyor musun? Dinle beni. Bana bak! Gözlerime bak! Bunu hissedebiliyor musun? Bu benim elim.
  • - I'll be glad to answer them.. one by one.
    - No further questions, sir. The court is closed.
    - He's a jolly good fellow. That nobody oan deny.
    - Yanıtlamaktan memnuniyet duyarım... teker teker.
    - Başka soru yok, fendim. Mahkeme kapanmıştır.
    - Çok iyi bir adam. Bunu kimse inkar edemez.
  • - I need those medics.
    - I'll do the best I can.
    - Just get them over here.
    - Yalnızca bunlara ihtiyacım var.
    - Elimden gelenin en iyisini yapacağım.
    - Yalnızca onları buraya getir.
  • - Soon I'll have no place to hang my hat!
    - Be patient.
    - Yakında şapkamı asacak yer kalmayacak!
    - Sabret.
  • - I'll break every bone in your body. - It's all right It's nothing, nothing at all Just a little misunderstanding. - Let her go, will you? - A small difference of opinion. It's absolutely nothing.
    - Vücudundaki bütün kemikleri kıracağım. - Hadi. Bir şey yok. Hiç birşey yok. Sadece bir yanlış anlama. - Bırak onu, tamam mı? - Sadece küçük bir fikir ayrılığı, başka birşey değil.
  • - All right I'll walk you to your car, if you'd like.
    - Yeah. Sure. It's a bad neighborhood.
    - Maybe I should walk you to your car.
    - I don't have a car.
    - You want a ride home?
    - No, thank you. I'd like to walk. Are you okay to drive?
    - I'm not drunk. You think I am? You'll know when I'm drunk. I'll be throwing up. And I never throw up, so...
    - Tamam. İstersen, seninle arabana kadar yürüyeyim.
    - Evet, elbette. Kötü bir mahalle.
    - Belki de seninle arabana yürümeliyim.
    - Arabam yok.
    - Eve bırakmamı ister misin?
    - Hayır, teşekkür ederim. Yürümek istiyorum. Sen kullanabilecek misin?
    - Sarhoş değilim. Öyleyim mi sandın? Sarhoş olsam anlardın. Kusarım. Ve ben hiç kusmam... o yüzden...
  • - Okay. I'll leave you two alone. - Okay.
    - Tamam, sizi yalnız bırakayım. - Tamam.

  • - All right, I'll tell Russell tomorrow. - You tell Russell.
    - Tamam, Russell'a yarın söylerim. - Russell'a söyle.

  • - Is that Chinese your boyfriend?
    - I'll tell you tomorrow. Tomorrow 1 PM, at the hotel cafe. Reserved under the name Yong. I must go! See you tomorrow!
    - Şu Çinli senin erkek arkadaşın mı?
    - Yarın söylerim. Yarın saat 1'de otelin kafesinde. Rezervasyon Young ismine. Gitmeliyim. Yarın görüşürüz.
  • - I'll just have a tangerine.
    - You want a plate for the peels?
    - Don't bother. I'll use yours.
    - Şimdi bir mandalina yiyeceğim.
    - Kabuklar için bir tabak ister misin?
    - Rahatını bozma. Senin tabağını kullanırım.
  • - Do you wanna do something later?
    - I'm busy.
    - You're always busy. Is it heavy?
    - No.
    - Tell me if it is heavy. I'll carry it.
    - I said, no.
    - Sonrasında birşeyler yapmak ister misin?
    - İşim var.
    - Her zaman işin var. Ağır mı?
    - Hayır.
    - Ağırsa söyle, ben taşırım.
    - Değil dedim.
  • - I'll tell you what we're going to do. We're gonna do a little science experiment.
    - What are you doing?
    - Size ne yapacağımızı anlatacağım. Küçük bir teknik deney yapacağız.
    - Ne yapıyorsunuz?
  • - I'll call the simulator and get an estimate.
    - Goddamn it! I don't want another estimate! I want the procedures... now!
    - Simülatörü arayıp bir tahmin alacağım.
    - Kahrolası! Başka bir tahmin istemiyorum. İşlemleri istiyorum, hemen!
  • - What aboutour back pain?
    - I'll live with it.
    - Sırt ağrın ne olacak?
    - Ağrısıyla yaşarım.
  • - We have quite a meal here for you: bacon and eggs,.. ..porridge, orange juice and toast and jam
    - Good stuff there.
    - You eat it up, and I'll be back for the dishes when you finish.
    - Senin için harika bir yemek hazırladık: domuz salamı, yumurta... yulaf ezmesi, portakal suyu ve reçelli tost ekmeği.
    - Harika bunlar.
    - Sen yemene bak, bitirdiğinde bulaşıklar için gelirim.
  • - We have quite a meal here for you: bacon and eggs,.. ..porridge, orange juice and toast and jam
    - Good stuff there.
    - You eat it up, and I'll be back for the dishes when you finish.
    - Senin için harika bir yemek hazırladık: domuz salamı, yumurta... yulaf ezmesi, portakal suyu ve reçelli tost ekmeği.
    - Harika bunlar.
    - Sen yemene bak, bitirdiğinde bulaşıklar için gelirim.
  • - I have some pie for you today?
    - Okay, yeah. That sounds great
    - I'll cut you an extra-large slice. Preferred customer.
    - Thank you. That's really sweet of you.
    - Senin için bugün turtam var.
    - Oh, evet. Kulağa hoş geliyor.
    - Senin için ekstra büyük bir dilim keseceğim. Tercih edilen müşteri.
    - Teşekkür ederim. Gerçekten çok tatlısın.
  • - I missed you so much. I'm never going to leave you again.
    - Let me love you this time.
    - If you like. You lead and I'll follow. Wait and see how good I am.
    - Seni o kadar çok özledim ki. Seni bir daha asla bırakmayacağım.
    - Bırak bu sefer seni seveyim.
    - Eğer istiyorsan. Sen yol göster, ben takip edeyim. Ne kadar iyi olduğumu göreceksin.
  • - I still love you, that's why I'll have it. I'll raise it to b a good, honest child. I give up. I've never met a woman like you before. You understand? You do, don't you?
    - Seni hala seviyorum, bu yüzden de onu alacağım. Onu iyi, dürüst bir çocuk olarak yetiştireceğim. Senin gibi bir kadınla daha önce hiç tanışmadım. Anlıyor musun? Anlıyorsun, değil mi?

1,462 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024