go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 806 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

going

went, gone, going, goes
i. gidiş, gitme, yol durumu, tempo, gidişat
s. giden, işleyen, başarılı (iş), satılan (mal)
  • You never know what show is going to change your life.
    Brion James
    Hangi işin, senin hayatını değiştireceğini asla bilemezsin.
  • If you're going toward the inn, may I offer you the accommodation of my coach?
    Hana gidiyorsanız, faytonumda oturulacak bir yer önerebilir miyim?
  • I don't like being out in public too much. I don't like going to bars. I don't like doing celebrity stuff.
    Adam Sandler
    Halkın içine çıkmaktan pek hoşlanmıyorum. Barlara gitmeyi sevmiyorum. Ünlülerin yaptığı şeyleri yapmayı sevmiyorum.
    Adam Sandler
  • I'm still going to give it
    to her.
    Hâlâ ona vereceğim.

  • You still planning on going north?
    Hala kuzeye gitmeye niyetli misin?

  • I’m going to rob a bank next week.
    Haftaya bir banka soyacağım.

  • I'm going to work weekends
    with Mom selling real estate,
    Hafta sonları annemle çalışacağım,
    emlak satacağım...
  • I'm going to work weekends
    with Mom selling real estate,
    Hafta sonları annemle çalışacağım,
    emlak satacağım...
  • Oh, come on, there's
    no cheating going on.
    Hadi ama, aldatma filan yok ki.
  • You are going to make beautiful music. This is fantastic. I'm very excited.
    Güzel müzik icra edeceksin. Bu muhteşem bir şey. Çok heyecanlıyım.
  • Are we going to get this
    orgy started or what?
    Grup seks yapacak mıyız,
    yapmayacak mıyız?
  • Put in it everything you want to take with you, we're going abroad. .
    Götürmek istediğin herşeyi al, biz yurtdışına gidiyoruz.
  • The worse you look, the smarter they think you are. They are going to think you're a genious.
    Görüntün kötüleştikçe, daha zeki olduğunu düşüneceklerdir. O zamanda senin dâhi olduğuna inanacaklardır.
  • You'd better go,
    there's going to be trouble.
    Gitsen iyi edersin,
    birazdan olay çıkacak.
  • In the hall I met Quincey Morris, with a telegram for Arthur telling him that Mrs.Westenra was dead, that Lucy also had been ill, but was now going on better, and that Van Helsing and I were with her.
    Girişte Quincey Morrise rastladım, elinde Arthur için ,ona Bayan Westenra'nın öldüğünü,ayrıca Lucy'nin hasta olduğunu,fakat şimdi iyiye gittiğini ve Van Helsing ve benim onunla birlikte olduğumuzu ona anlatan, bir telgraf vardı.
  • In the hall I met Quincey Morris, with a telegram for Arthur telling him that Westenra was dead, that Lucy also had been ill, but was now going on better, and that Van Helsing and I were with her.
    Girişte Quincey Morris'le karşılaştım,yanında Arthur için bir telgraf vardı,ona Westerna'nın öldüğünü,ayrıca Lucy'nin hasta olduğunu,fakat şimdi daha iyi olduğunu,ve Van Helsing ve onun Lucy ile birlikte olduğunu anlatıyordu.
  • I'm going to wash
    the road off me,
    Gidip bir duş alayım...
  • I was going to clean it
    before I gave it back.
    Geri vermeden önce temizleyecektim.
  • The advantage of going back and redoing stuff is you know what you don't need.
    Geri dönüp bir şeyleri yeniden yapmanın avantajı neye ihtiyacın olmadığını bilmendir.
  • You're really not going to eat?

    Gerçekten yemek yemeyecek misin?

6,042 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024