-I don't want to work with him in the same office.
- You won't see him here anyway. He's always out for breaking news, and you're doing the fashion page.
-Onunla aynı ofiste çalışmak istemiyorum.
-Onu burada hiçbir şekilde görmeyeceksin. Son dakika haberleri için her zaman dışarıda olur ve sen moda sayfasını yapıyorsun.
- Listen, I've got an idea, the plane lands somewhere else.
- You want to hijack it?
- Why not? If you're led by political motives, it could be done. It would work out.
-Dinleyin, bir fikrim var, uçak başka bir yere iniyor.
-Ne yani, uçağı kaçırmayı mı düşünüyorsun?
-Neden olmasın? Siyasal gerekçeleriniz varsa, olabilir ve bu işe yarayabilir.
-Those are mine. You hate the way l've decorated, don't you?
-No, no. As a matter of fact l admire your courage.
- ls that for me?
- Yes.Freud said all we need to be happyis work and love.
-Bunlar benim. Dekore ediş tarzımdan nefret ediyorsun, değil mi?
-Yo, hayır. aslında cesaretine hayranım.
-Bu benim için mi?
-Evet. Freud mutlu olmak için hepimizin ihtiyacı olan şey iş ve sevgidir.
- He left your bed, to wind up in the claw of the most evil of creatures. What lack of respect for you! That woman is your rival, and our worst enemy. Let's work together for her downfall.
- Yaratıkların en kötüsünün pençesine düşmek için senin yatağını bıraktı. Sana karşı ne büyük bir saygı eksiği. Bu kadın senin rakibin, bizim en büyük düşmanımızdır. Haydi hep birlikte onun çoküşü için çaışalım.
- What are you talking about? It's perfect.
- It's gonna play every night this week.
- What time?
- Late, in the cheap seats.
- You were terrific. That was great. I mean it.
- Thank you.
- Work like that deserves to be celebrated. I'm gonna take you to dinner this weekend. How about Saturday, Friday, Sunday?
- Sen neden bahsediyorsun. Mükemmel.
- Bu hafta her gece çalacak.
- Saat kaçta?
- Geç, ucuz koltuklarda.
- Muhteşemdin. Harikaydı. Ciddiyim.
- Teşekkürler.
- Böyle bir çalışma kutlanmayı hakkeder. Seni bu haftasonu yemeğe götüreceğim. Cumartesi nasıl? Cuma, Pazar?
- She moved from Oslo to a small town. In the south of Norwa where she began to work as a journalist. This is the first of her books.
- I like it so much.
- Oslo'dan küçük bir kasabaya taşındı. Norva'nın güneyinde, gazeteci olarak çalışmaya başladığı yere. Bu, kitaplarının ilki.
- Onu çok beğendim.
- Jimmy, your kidneys are sick. They don't work right. We need to take out the sick kidney and put in a new one.
- Today?
- No, not today. We have to wait until......there's a kidney we can put in.
- Jimmy, böbreklerin hasta. Normal çalışmıyorlar. Hasta olan böbreği alıp yerine yenisini koymalıyız.
- Bugün mü?
- Hayır, bugün değil. Koyabileceğimiz bir böbrek bulana dek... beklemek zorundayız.
- I have to pee.
- I'll go with you.
- No, I want to pee outside. I'll work on my car.
- I could kick that jack away.
- Since when do you repair cars?
- Since today.
- Maybe you should be a mechanic.
- İşemem gerek.
- Seninle geleyim.
- Hayır, ben dışarıda işemek istiyorum.Arabamın üzerinde çalışacağım.
- Krikoyu ben halledebilirim.
- Ne zamandan beri araba tamir ediyorsun?
- Bugünden itibaren.
- Belki de tamirciliğe başlamalısın.