- No, listen!
- I ain't gonna do this anymore. That's all for me. Good-bye.
- Okay. I'm gonna see what we have to work withe I'm gonna...
- Jesus Christ, man. And it's like the room was filled with this thick green and red web, you know? And it's coming out of the table...and it's coming out of the walls,and it's coming out of the floor.
- Hayır, dinle!
- Bunu daha fazla yapmayacağım. Benim için bu kadar yeter. Hoşçakal.
- Tamam. Ne ile uğraşmamız gerektiğini bulacağım. Ben...
- Yüce Tanrım, dostum. Şu kalın kırmızı yeşil ağ ile örülmüş bir oda gibi burası. Biliyor musun? Ve, masadan çıkıyor... duvarlardan çıkıyor ve yerden çıkıyor.
- Redeemer! In my opinion, the work of the missions is the work of the devil. They teach contempt for lawful profit, and they disobey the king's authority. The paramount vow is a vow of obedience.
- Hatırla! Benim fikrime göre özel heyet işi şeytan işidir. Yasal karı hor görmeyi ve kralın otoritesine itaatsizlik etmeyi öğretir. En büyük yemin ise itaat yeminidir.
- With her pregnancy, Eva underwent a complete change. She became cheerful, gentle and outgoing. She got lazy and couldn't be bothered with her parish work or her piano-playing.
- Hasmileliğiyle birlikte Eva, tam bir değişim geçirdi. Neşeli, kibar ve cana yakın oldu. Tembelleşti ve mahalle işleriyle ya da piyano çalmakla ilgilenmez oldu.
- Yeah, Mom. Everything's fine. Just doing my homework.
- Why don't I take care of that laundry as long as I'm here ?
- No ! I'll do it later. You work so hard, Mom.
- Evet anne. Herşey yolunda. Ödevimi yapıyorum.
- Ben burada olduğum sürece neden çamaşırların icabına bakmıyorum?
- Hayır! Ben sonra yapıcam. Çok çalışıyorsun sen, anneciğim.
- You ever notice how they never come down here. This is where the work is, right? Same reason we get a half share to their one. Our time is their time.
- Buraya nasılda hiç gelmediklerini fark edemiyorsun. Burası işin olduğu yer, tamam mı? Onların bir payına karşılık bizim yarım almamızla aynı nedenden. Bizim zamanımız onların zamanı.
- I began to see a way... a terrible way. I could finally triumph......over God.
- "Herr Mozart"? I have come to commission work from you.
- What work?
- A Mass for the dead.
- What dead? Who is dead?
- A man who deserved a Requiem Mass and never got one.
- Who are you?
- Bir çıkar yol görmeye başladım... korkunç bir yol. Nihayet Tanrı'ya karşı zafer kazanacağım.
- Bay Mozart? Sizinle komisyonla iş yapmaya geldim.
- Ne işi?
- Bir ölü ayini.
- Ne ölüsü? Kim öldü?
- Bir Ağıt Ayinini hakkeden ve sahip olmayan biri.
- I began to see a way... a terrible way. I could finally triumph......over God.
- "Herr Mozart"? I have come to commission work from you.
- What work?
- A Mass for the dead.
- What dead? Who is dead?
- A man who deserved a Requiem Mass and never got one.
- Who are you?
- Bir çıkar yol görmeye başladım... korkunç bir yol. Nihayet Tanrı'ya karşı zafer kazanacağım.
- Bay Mozart? Sizinle komisyonla iş yapmaya geldim.
- Ne işi?
- Bir ölü ayini.
- Ne ölüsü? Kim öldü?
- Bir Ağıt Ayinini hakkeden ve sahip olmayan biri.
- Kimsin sen?
- Actually, that was for Jackie. We've wanted a fight in our own back yard. You're one of the few women having any success in this, what's it take?
- Hard work and thick skin. A great boxer don't hurt either.
- Aslında, bu Jackie içindi. Kendi arka bahçemizde bir karşılaşma istemiştik. Bunda başarılı olan ender kadınlardan birisin, ne sayesinde?
- Sıkı çalışma ve kalın bir deri. Bir de iyi boksör can da acıtmaz.