go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 185 kişi  17 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

only

s. tek
zf. sadece
bğ. yalnız
  • are only interested in 25-year-old hard bodies?
    ...nasıl birşey olduğu hakkında bir fikrin var mı?

  • until tomorrow and the
    only thing I've eaten today
    ...kilitli kaldık ve bugün tek
    yediğim şey...
  • ...because Kirk was the only one that had the big screen.
    ...çünkü sadece Kirk'ün büyük ekran televizyonu vardır.

  • I can tell you that punishment
    will only make this worse.
    ...cezalandırmanın yalnızca durumu
    daha kötü yapacağını söyleyebilirim.
  • I'm only letting you touch me
    ...bana dokunmana izin veriyorum...
  • But I only went to Korea
    because they made me.
    ... ama ben Kore'ye mecburiyetten
    gitmiştim.
  • -When you're playing, you mustn't say anything.
    -I'm only thinking aloud.
    -Oynarken hiçbirşey söylememelisin.
    -Sadece sesli düşünüyordum.
  • -Please do sit down. l'll only be a minute. Sure you don't mind
    -No, of course not Oh, is this the breathtaking view?
    -Lütfen oturun. Bir dakika içinde geri geleceğim. Umarım sizin için sorun olmaz.
    -Hayır, tabiî ki hayır; bu, nefes kesen manzara mı?
  • -Are there two timer panels or one?
    -Just, uh, I only see one.
    -İki tane mi yoksa tek bir zaman göstergesi var?
    -Ben, ıh, sadece bir tane görüyorum.
  • -My brother's got the same arthritic condition.
    - Really?
    - Only it's his left ankle.
    -Erkek kardeşimin aynı mafsalla ilgili sorunu var.
    -Gerçekten mi?
    -Sadece sol bileğinde.
  • When The Covenant found you, you were both unconscious.I can only remember that in bits and pieces.
    -Covenant sizi bulduğunda her ikiniz de komadaydınız.
    -Ben sadece bölük pörçük anımsıyorum.
  • -You won't tell mummy, will you?
    - Why not ?
    -Because, I'm the only one left from your true admirers.
    -Prove it.
    -If I hadn't refused my admirers,I'd have had a son of your age,
    -Annem söylemeyeceksin değil mi?
    -Neden olmasın?
    -Çünkü ben gerçek hayranlarından kalan tek kişiyim.
    -Kanıtla.
    -Hayranlarımı geri çevirmeseydim, senin yaşında bir oğul sahibi olurdum.
  • -Do her parents know?|-No, no They only know that there's been some kind of unfortunate misunderstanding...
    -Anne ve babası biliyor mu? -Hayır hayır.Onların tek bildiği, talihsiz bir anlaşmazlık olduğu...
  • -Do you understand ?
    -No, but understanding is not required. Only obedience.
    -Good! Your arrival is well-timed.We are displaying our rituals,our religions and our sacred days.
    -Anlıyor musun?
    -Hayır ama anlayış gerekmiyor. Sadece itaat.
    -Ala! Geliş zamanın harika. Rituellerimizi, dinlerimizi ve kutsal günlerimizi tanıtıyoruz.
  • - To be a director you need imagination.
    - Whose imagination? Yours or mine?
    - There's only one answer.
    - Yönetmen olmak için hayal gücüne ihtiyacın olur.
    - Kimin hayal gücü? Senin mi, benim mi?
    - Tek bir cevavı vardır.
  • - You should come to dinner.
    - Dinner! Are you mad? I'm a nobleman. I only ever dine with people of my own height.
    - Yemeğe gelmelisin.
    - Yemek! Sen çıldırdın mı? Ben bir asilzadeyim. Sadece kendimle aynı yükseklikte olan kişilerle yemek yerim.
  • - What about that jewel box? Any prints on that?
    - Only Mrs Orcutt's. I'd like to know what she kept in that jewel box.
    - Ya şu mücevher kutusu? Üstünde parmak izi var mı?
    - Sadece Bayan Orcutt'in. Bu mücevher kutusunda ne sakladığını bilmek isterdim.
  • - Will, that's my dad.. ...he likes your mum, and I think she's keen on him.
    - She's not keen on him! She's only keen on me!
    - Will, bu benim babam... anneni seviyor ve sanırım o da babamdan hoşlanıyor.
    - Ondan hoşlanmıyor! O sadece benden hoşlanıyor!
  • - And the rent is only $400 a month. - Get out!
    - Ve kira da sadece 400 $. - Atıyorsun!

  • - I want you to picture her clothes. Only her clothes, very clearly in your mind.
    - She carries a red handbag...
    - Üstündekileri hayal etmeni istiyorum. Sadece giydiklerini, zihninde net bir şekilde.
    - Bir kadınçantası taşıyor...

9,681 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024