go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1007 kişi  14 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

whole

i. tüm, toplam
s. bütün
  • But, you know, Mr. Ross, if you look at the whole situation...
    Bay Ross, aslında iyice düşünecek olursanız...

  • You believed all along they were evil. This whole past year I've felt myself withdrawing from people just like you do, Macon.
    Başından beri onların kötü olduklarına inanıyordun. Bu geçen bütün yıl, kendimi tıpkı senin yaptığın gibi insanlardan çekiniyor hissettim Macon.
  • Listen, Kramer, I'm sorry about that whole fight we had about you having my apartment keys and everything.
    Bak Kramer. Dairemin anahtarlarıve diğer şeylerle ilgili çıkan tartışmalar için gerçekten özür dilerim.

  • They went for a ride. It's beautiful out there. You can see the whole Bay of Naples. and Mount Vesuvius and Pompeii.
    At binmeye gittiler. Orası çok güzeldir. Bütün Naples Koyu'nu, Vesuvius Dağı'nı ve Pompeii'yi görebilirsiniz.
  • The point is, I've been honest
    through this whole thing.
    Asıl önemli olan şu ki, ben bütün bu
    süreç boyunca dürüst davrandım.
  • Mother, why did you keep this whole affair such a secret?
    Anne,bütün bu olayları neden sakladın?

  • But you have to give your whole life to a cello. When I realized that, I went back to the guitar and just turned the volume up a bit louder.
    Ritchie Blackmore
    Ama tüm hayatınızı çelloya vermelisiniz. Ben bunu fark ettiğimde, gitara geri döndüm ve sadece biraz açtım.
  • But forget the rowboat, son We'll travel in style. It's all been arranged, the whole ball of wax.
    Ama kürekli kayığı unut, evlat. Birinci sınıfta yolculuk edeceğiz.Hepsi tamamiyle ayarlandı.
  • And the whole time,
    she was scamming you.
    Ama en başından beri seni kazıklıyordu.

  • The flame will blow forward to the leaking fuel. If that thing blows up it will take the whole neighborhood.
    Alevler, sızıntı yapan yakıta doğru ilerleyecek. Eğer o şey patlarsa, tüm mahalleyi havaya uçurur.
  • the whole rest of the night
    to make her sick.
    ...geri kalanında
    onu hasta edebilirsin.
  • But I think we'll have a
    whole bunch of girls this time.
    ... ama bu yıl bir sürü kız
    olacağız herhalde.
  • - Calm down, Kees. It's all right Nothing will be left - That's the whole idea. But if we advertise with leaflets or something, I'll hand them out.
    -Sakinleş, Kees. Tamam. hiç bir şey arkada kalmayacak. Ana fikir bu.
    Ama broşür ve benzeri bir şeyle ilan verirsek, hepsini ben dağıtacağım.
  • -I must see Miss Lipscomb.
    - At this hour.
    - It's urgent... about my sister
    -You'll wake the whole house!
    -Miss Lipscomb! She's vanished.
    -Bayan Lİpscomb'u görmem gerek.
    -Bu saatte?
    -Acil...Kardeşimle alakalı.
    -Evi ayağa kaldıracaksın!
    -Bayan Lİpscomb! Kayboldu.
  • - Sloan, new shoes.
    - OK, new shoes. Let me get the whole Hillnigger hookup, huh?
    - Some Hillnigger jeans.
    - Definitely.
    - And some sweaters.
    - Definitely. Some sweaters, nothing fancy. Some cashmere, wool, sweaters.
    - Yeni ayakkabılar.
    - Tamam, yeni ayakkabılar. Hillnigger olan herşeyi alayım, ha?
    - Ve Hillnigger marka kot pantolon.
    - Kesinlikle.
    - Ve birkaç kazak.
    - Kesinlikle. Birkaç kazak. Çok şık olmayan. Yün, kaşmir kazaklar.
  • - Can't sleep? Me neither. Want to go somewhere?
    - Now? It's 3 a. m. The whole world is sleeping.
    - Not the whole world.
    - Is this a date?
    - Just an appointment.
    - We can rest, if you want.
    - Well, then rest. See you later. I wish we could go swimming. Why can't we?
    - In our clothes? Oh, my God! You can't take off your clothes in a state park!
    - You need to learn to take a day off. Come on!
    - Uyuyamadın mı? Ben de. Bir yere gitmek ister misin?
    - Şimdi mi? Saat sabahın 3'ü. tüm dünya uyuyor.
    - Tüm dünya değil.
    - Bu bir randevu mu?
    - Hayır bir buluşma.
    - Dinlenebiliriz, istersen.
    - Peki, dinlen o zaman. Sonra görüşürüz. Keşke yüzmeye gidebilseydik. Neden gidemiyoruz?
    - Elbiselerimizle mi? Oh aman Tanrım! Devlet parkında kıyafetlerini çıkaramazsın.!
    - Bir gün izin yapmayı öğrenmen gerek. Hadi ama!
  • - They have been fighting for many years in order to rule the whole China. Qin is the strongest kingdom among them. Ying-Zheng, the king of Qin intended to obtain other kingdoms to unify China.
    - Tüm Çin'i yönetmek için yıllardır savaşıyorlar. Qin içlerindeki en güçlü krallıktı. Qin kralı Ying-Zheng, Çin'i birleştirmek için diğer krallıkları ele geçirmeye niyetliydi.
  • - There's a crack in the tank, it can't even slow down.
    - Or the flame will blow forward to the leaking fuel.
    - If that thing blows up...it will take the whole neighborhood in 200 meters in all direction
    - Tankta bir çatlak var, yavaşlamıyor bile.
    - Ya da alev sızan yakıta doğru patlar.
    - Eğer bu şey patlarsa tüm mahallenin her yöne 200 metresini de alır.
  • - I've got witnesses. - I saw the whole thing.
    - Tanıklarım var. - Ben herşeyi gördüm.

  • - I am calling you. Don't you hear? Out of your room, Jin. I am going to a US business trip for a whole month. l have deposited the money into your account, for your necessities.
    - The money you gave me last month is still in my account.
    - Sana sesleniyorum. Duymuyor musun? Odandan çık, Jin. Bir aylığına Amerika'ya iş gezisine gidiyorum. Gereksinimlerin için hesabına para yatırdım.
    - Bana geçen ay verdiğin para hala hesabımda duruyor.

2,327 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024