But you have to give your whole life to a cello. When I realized that, I went back to the guitar and just turned the volume up a bit louder. Ritchie Blackmore
Ama tüm hayatınızı çelloya vermelisiniz. Ben bunu fark ettiğimde, gitara geri döndüm ve sadece biraz açtım.
- Sloan, new shoes.
- OK, new shoes. Let me get the whole Hillnigger hookup, huh?
- Some Hillnigger jeans.
- Definitely.
- And some sweaters.
- Definitely. Some sweaters, nothing fancy. Some cashmere, wool, sweaters.
- Yeni ayakkabılar.
- Tamam, yeni ayakkabılar. Hillnigger olan herşeyi alayım, ha?
- Ve Hillnigger marka kot pantolon.
- Kesinlikle.
- Ve birkaç kazak.
- Kesinlikle. Birkaç kazak. Çok şık olmayan. Yün, kaşmir kazaklar.
- Can't sleep? Me neither. Want to go somewhere?
- Now? It's 3 a. m. The whole world is sleeping.
- Not the whole world.
- Is this a date?
- Just an appointment.
- We can rest, if you want.
- Well, then rest. See you later. I wish we could go swimming. Why can't we?
- In our clothes? Oh, my God! You can't take off your clothes in a state park!
- You need to learn to take a day off. Come on!
- Uyuyamadın mı? Ben de. Bir yere gitmek ister misin?
- Şimdi mi? Saat sabahın 3'ü. tüm dünya uyuyor.
- Tüm dünya değil.
- Bu bir randevu mu?
- Hayır bir buluşma.
- Dinlenebiliriz, istersen.
- Peki, dinlen o zaman. Sonra görüşürüz. Keşke yüzmeye gidebilseydik. Neden gidemiyoruz?
- Elbiselerimizle mi? Oh aman Tanrım! Devlet parkında kıyafetlerini çıkaramazsın.!
- Bir gün izin yapmayı öğrenmen gerek. Hadi ama!
- They have been fighting for many years in order to rule the whole China. Qin is the strongest kingdom among them. Ying-Zheng, the king of Qin intended to obtain other kingdoms to unify China.
- Tüm Çin'i yönetmek için yıllardır savaşıyorlar. Qin içlerindeki en güçlü krallıktı. Qin kralı Ying-Zheng, Çin'i birleştirmek için diğer krallıkları ele geçirmeye niyetliydi.
- There's a crack in the tank, it can't even slow down.
- Or the flame will blow forward to the leaking fuel.
- If that thing blows up...it will take the whole neighborhood in 200 meters in all direction
- Tankta bir çatlak var, yavaşlamıyor bile.
- Ya da alev sızan yakıta doğru patlar.
- Eğer bu şey patlarsa tüm mahallenin her yöne 200 metresini de alır.
- I am calling you. Don't you hear? Out of your room, Jin. I am going to a US business trip for a whole month. l have deposited the money into your account, for your necessities.
- The money you gave me last month is still in my account.
- Sana sesleniyorum. Duymuyor musun? Odandan çık, Jin. Bir aylığına Amerika'ya iş gezisine gidiyorum. Gereksinimlerin için hesabına para yatırdım.
- Bana geçen ay verdiğin para hala hesabımda duruyor.