- Old, dear friends! Why did they take Kelly?
- For the money, wouldn't you say?
- They didn't have to kidnap her to get his money.
- Perhaps they didn't want to shoot her in front of me.
- Shoot him? For what?
- Oh sevgili dostlarım. Neden Kelly'i götürdüler?
- Para için, sence d öyle değil mi?
- Onun parası için onu kaçırmaları gerekmezdi ki.
- Belki de onu benim önümde vurmak istemediler.
- Vurmak mı? Ne için?
-We don't even know where to start, do we?
-You know I get my inner visions too. You know.Just let me meditate over a bottle of scotch...
-And?
-And I'll take you anywhere.
- Nereden başlayacağımızı bile bilmiyoruz, değil mi?
- Gizli imgelemlerimi biyorsun. Bırak, bir şişe skoçla meditasyon yapayım -
- Ve?
-Ve seni istediğin herhangibir yere götüreyim.
- I'm wearing earplugs.
- Earplugs or cloves of garlic? You know what? I take back what I said before.Keep playing at the restaurant.
- Kulak tıkacı kullanıyorum.
- Kulak tıkacımı yoksa sarımsak dişlerimi? Biliyor musun? Daha önce söylediklerimi geri alıyorum. Sen restaurantta çalmaya devam et.
- What I'm telling myself: Take Wise's money. Take a damn vacation. I'll find his rich girl for him and lay in the sun.
- Keep away from Wise, damn it!
- Kendime dediğim: Wise'ın parasını al. Kahrolası bir tatile çık. Onun için onun zengin kızını da buluum ve güneşte yatarım.
- wise'dan uzak dur, kahrolası.
- Jimmy, your kidneys are sick. They don't work right. We need to take out the sick kidney and put in a new one.
- Today?
- No, not today. We have to wait until......there's a kidney we can put in.
- Jimmy, böbreklerin hasta. Normal çalışmıyorlar. Hasta olan böbreği alıp yerine yenisini koymalıyız.
- Bugün mü?
- Hayır, bugün değil. Koyabileceğimiz bir böbrek bulana dek... beklemek zorundayız.
- What's your name?
- My name is David.
- Hello, David. How old are you?
- I don't know.
- You need someone to take care of you? Would you like a nanny?
- İsmin ne?
- Benim adım, David.
- Merhaba David. Kaç yaşındasın?
- Bilmiyorum.
- Sana bakacak birine ihtiyacın var mı? Bir dadı ister misin?
- What are the names again ?
- Charles.
- Rosie. Rose.
- Do you, Charles, take this woman to be your lawful wedded wife?
- Yes, sir.
- Do you, Rose, take this man to be your lawful wedded husband?
- I do.
- İsimler neydi tekrar?
- Charles.
- Rosie. Rose.
- Sen Charles, bu kadını yasal nikahlı eşin olarak kabul ediyor musun?
- evet efendim.
- Sen Rose, bu adamı yasal nikahlı eşin olarak kabul ediyor musun?
- Ediyorum.
- Welcome. Shall we join to the living room ?
- John, Warren brought us beer.
- Ah thank you, Warren. Have a seat. Right here, you take that. Okay. So, uh... what do you do back in Auclair ?
- Well, my brother and I, we have a shoe store.
- Hoş geldin. Salona geçelim mi?
- John, Warren bize bira getirmiş.
- Ah, teşekkür ederiz, Warren. Gel otur. Buraya, sen bunu al. Tamam. Eee ımm... Auclair'de neler yapıyorsun?
- Şey, kardeşim ve ben, bizim bir ayakkabı mağazamız var.
- What's the story ?
- It's gonna be shocking. Take a look at these. Take a look.
- When were they taken?
- Last night, at Tycoon Restaurant. What are we gonna do now?
- Check the rooms...and see if there's any male belongings.
- Hikaye nedir?
- Biraz şok edici olacak. Bunlara bir bak. Bir bak.
- Nerede çekilmişler?
- Dün gece, Tycoon Restoran'da. Şimdi ne yapacağız?
- Odaları kontrol et... ve erkeğe ait birşeyler var mı bak.