go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1424 kişi  10 Haz 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » something

something

i. bir şey
  • - It was weird. It was dark. There were pictures made of cloth. Right on the walls and .. candles, black candles. There was a .. thick wood table. And ...there were knives and saws. There's something carved on the table like a ...a symbol.
    - Pentagram.
    - How'd you know?
    - Go on, go on.
    - Garipti. Karanlıktı. Kumaşlardan yapılmış resimler vardı. Duvarlardaydılar ve şamdanlar.. siyah şamdanlar. Kalın tahta bir... masa vardı. Ve... bıçaklar, testereler vardı. Masada bir... bir sembole benzeyen bir şey oyulmuştu.
    - Beş köşeli yıldız.
    - Nereden bildin?
    - Devam et, devam et.
  • - Right. - Everybody's doing something.
    - Evet. - Herkes bir şeyler yapıyor.

  • - Don't worry, I don't do anything too intense. I think I feel something. There's quite a knot in here. Something emotional.
    - Do you do this on children?
    - Sometimes.
    - Endişelenme! Çok yoğun birşey yapmayacağım. Sanırım birşey hissediyorum. Burada bir düğüm var. Duygusal birşey.
    - Bunu çocuklara da yapıyor musun?
    - Bazen.
  • - My hands tied. He wrapped somethin around my neck... a handkerchief or something and then tightened it. There wasn't a damn thing I could do about it.
    - Ellerim bağlıydı. Boynumun etrafına birşey bağlamıştı.... mendil gibi birşey ve sonra o şeyi sıktı. Kahrolası hiçbir şey yapabilecek durumum yoktu.
  • - You said you were going to Cornwall.
    - Truro is in Cornwall. You got any money?
    - Yeah, some.
    - You can get us something to eat and a cup of tea at the next services.
    - We won't be stopping after that. The truck has to be back in the yard by 7:00..
    - Bobby. Is that a rabbit's foot? We in Cornwall yet?
    - Surprise, surprise, awake at last.
    - Cornwall'a gittiğini söylemiştin.
    - Turro Cornwall'da. Hiç paran var mı?
    - Evet, biraz.
    - Gelecek servisten bize yiyecek birşeyler ve bir fincan çay alabilirsin.
    - Bundan sonra durmayacağız. Kamyonun saat 7'de depoya geri dönmesi gerekiyor.
    - Bobby. Bu tavşan bacağı mı? Cornwall'a geldik mi artık?
    - Sürpriz, sürpriz, sonunda uyandı.
  • - You stay here with Napol and if for any reason the engines shut down...
    - I will restore the green knob.
    - Yes. Restore the green knob. Do that, and I'll find you something to eat.
    - Burada, Napol ile kal ve eğer herhangi bir nedenle makineler kapanırsa...
    - Yeşil tutacağı eski haline getireceğim.
    - evet. yeşil tutacağı eski haline getir. Bunu yap ve ben sana yiyecek birşeyler bulacağım.
  • - Did you find something here? An envelope?
    - Yes. I've got it.
    - Don't you think we'd better destroy it, so it won't fall in the wrong hands?
    - Burada bir şey buldun mu? Bir zarf?
    - Evet. Onu aldım.
    - Yanlış ellere düşmesin diye onu imha etsek daha iyi olmaz mı dersin?
  • - That hails a new creation.
    - There's something that happens when you discover the truth about someone.
    - Bu yeni bir yaradılışa işaret ediyor.
    - Birii hakkında gerçeği keşfettiğinde oluşagelen birşeyler var.
  • - Where's this lead to?
    - A private apartment.
    - Knock on the door. Wait. I'll knock.
    - June!
    - Yeah, what is it?
    - Some people want to look around your place. Something about a robbery.
    - Bu nereye gçıkıyor?
    - Özel bir daireye.
    - Kapıya vur. Bekle ben vurayım.
    - June!
    - Evet. Nedir?
    - Birkaç kişi evine bakmak istiyor. Bir hursızlıkla ilgili.
  • - That bike's been customized just for me.
    - It's too wild. You couldn't handle it.I don't see how you can ride something like that, man.
    - Bu motor bana özel yapıldı.
    - Fazla vahşi. Baş edemezsin bununla. Böyle birşeyi kullanabileceğini düşünmüyorum, dostum.
  • - Don't talk like that when I'm holding something this sharp. Or I might slip and stick it in your heart if you have one.
    - Oh, I do. Tough little muscle, too, never bleeds.
    - Bu kadar keskin birşey tutarken bu şekilde konuşma. Yoksa çekip kalbine saplayabilirim tabi kalbin varsa.
    - Oh var. Hiç bir zaman kan ağlamayan, küçük, sağlam bir kas.
  • - who's that boy?
    - Um, that's Peter Van Pels. He's always hammering something out...in the garden behind us.
    - Bu çocuk kim?
    - Iıı. Bu Peter Van Pels. Arkamızdaki bahçede devamlı birşeyleri çekiçler.
  • - Wait, aren't we doing something ?
    - l have to go home. Because l want to stay home and be depressed.
    - Biz bir şeyler yapmıyor muyuz?
    - Eve gitmeliyim.Çünkü evde oturup canımı sıkmak istiyorum.
  • - I'll come for something to eat.
    - Well, that's good. Maybe you could stand down there near the lamppost.
    - Fine, but only because it's you.
    - I appreciate .it.I'll treat you to a beer later on.
    - Birşeyler yemeğe geleceğim.
    - Şey, bu iyi. Belki aşağıda sokak lambasının orada durursun.
    - Tamam, ama sadece senin için.
    - Minnetarım. Daha sonra sana bir bira ikram ederim.
  • - Say something?
    - It's impossible.You expect me to say something when I can't breathe?
    - Birşeyler mi söyleyeceksin?
    - Nefes alamazken birşeyler söylememi nasıl beklersin? Bu, imkansız.
  • - Is something wrong?
    - No, it's fine. Don't worry. You're not a daddy
    - I'm not? Was I...?
    - No, I was late and I was worried, so I just checked it out.
    - I thought we were being careful.
    - We were.
    - Bir problem mi var?
    - Hayır. Herşey yolunda. Merak etme, baba değilsin.
    - Değil miyim? Ben mi...?
    - Hayır. Gecikmiştim ve endişelendim, bu yüzden de kontrol ettim.
    - Çok dikkatli olduğumuzu sanıyordum.
    - Öyleydik.
  • - I admit, I had come to enact a farce. But I've really fallen in love with you. Whoever you are, however you are... I love you.
    - Your friend has hurt my friend's heart. If something happens to her....
    - Bir oyun oynamaya geldiğimi kabul ediyorum. Ama gerçekten sana aşık oldum. Her kim olursan ol, her ne şekilde olursan ol... Seni seviyorum.
    - Arkadaşın, benim arkadaşımın kalbini kırdı. Eğer ona birşey olursa....
  • - I know. - And I'll tell you something else...
    - Biliyorum. - Ve sana bir şey daha söyleyeyim...

  • - I'm world heavy weight champion.
    - Nice to meet you, Champ.
    - Wait. One drink won't hurt.
    - I have something better to do. I'll meet you at the steam bath tomorrow at six. Nice meeting you.
    - Ben dünya ağır siklet şampiyonuyum.
    - Tanıştığımıza memnun oldum, şampiyon.
    - Bekle. Bir içkinin zararı olmaz.
    - Yapacak daha iyi bir işim var. Yarın saat altıda buhar banyosunda görüşürüz. Seninle tanışmak güzeldi.
  • - You want to know something else? We went out with older guys in high school to make you jealous.
    - I knew that, too. Come on, what else?
    - Our girlfriends ...They were really lesbian lovers.
    - Başka birşey daha bilmek ister misin? Lisedeyken seni kıskandırmak için daha büyük oğlanlarla çıkıyorduk.
    Bunu ben de biliyordum. Hadi, başka?
    - Kız arkadaşlarımız... onlar gerçek lezbiyen düşkünleriydiler.

5,315 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024