go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 911 kişi  04 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

knew

knew, known, knowing, knows
[know] f. bilmek, tanımak, tatmak, başından geçmek, ayırt etmek, farketmek, ilişkisi olmak
  • You show fantastic audacity in seeking me out. Though I knew you would
    Beni aramakla harika bir cesaret örneği gösterdin. Yine de bunu yapacağını biliyordum.
  • I could not pity her, for I knew now what had become of her child, and she was better dead.
    Ben ona merhamet edemedim,zira şimdi onun çocukluğuyla ilgili ne olduğunu ve onun daha çok dermansız olduğunu şimdi biliyorum.
  • Perhaps they knew each other so well that it wasn't necessary.
    Belki birbirlerini o kadar iyi tanıyorlardı ki bu gereksizdi.
  • You remind me of a chap
    I knew in school.
    Bana okulda tanıdığım bir elemanı
    hatırlatıyorsun.
  • My father knew the secret of bell-making. Before he died, he passed it to me. No one else knows, except me
    Babam, çan yapmanın sırrını biliyordu. Ölmeden önce, bunu bana bildirdi. Benim dışımda kimse bilmiyor.
  • At the same time I knew that Jonathan was not far off.
    Aynı zamanda Jonathan ın uzakta olmadığını biliyordum.
  • You never knew what you wanted .You were always searching,and I guided you.
    Asla ne istediğini bilmiyordun. Her zaman birşeyler peşindeydin ve sana ben rehberlik ettim.
  • I knew you wouldn't understand.
    Anlamayacağını biliyordum.
  • No pain, no gain. All right, that's it. I knew it, I'm about to be the volcano version of Rodney King.
    Acısız kazanç olmaz. Tamam. İşte bu. Biliyordum, Rodney King’in volkan modeli olmak üzereyim.
  • I thought it might take longer than 48 hours, but I knew it.
    48 saatten uzun olacağını sanırdım, ama yine de biliyordum.

  • Twenty-five years ago nobody knew much about white sharks.
    Peter Benchley
    25 yıl önce kimse beyaz köpek balıkları hakkında çok şey bilmiyordu.
  • I just knew it was
    gonna make it on TV.
    ...televizyona çıkacağını anlamıştım.
  • - I was Iistening to your phone conversation. She also knew by the time I decoded her anagram, she'd be halfway to Russia.
    - Telefon konuşmanı dinliyordum. Anagramını analiz edene dek, Rusya yolunu yarılamış olacağını o da biliyordu.
  • - Tell me, Sarah, why would that cause you to leave me?
    - Because I knew you wouldn't try and argue.
    - Söyler misin Sarah neden böyle bir şey beni terk etmene neden oldu?
    - Çabalamayacağını ve tartışmayacağını biliyordum da ondan.
  • - I woke in the morning with this tune in my head. I thought "I don't know this tune or do I?"
    - An old jazz tune or something?
    - My dad knew a lot of old jazz, maybe I remembered it from somewhere.
    - Sabah kafamın içinde bu melodi ile uyandım. 'Bu melodiyi bilmiyorum yoksa biliyor muyum?' diye düşündüm.
    - Eski bir caz melodisi falan mı?
    - Babam çok fazla eski caz bilirdi, belki onu bir yerlerden hatırlamışımdır.
  • - ? think Roger knew him.
    - Sorry to interrupt.
    - Roger onu tanıyordu galiba.
    - Böldüğüm için özür dilerim.
  • - I told her that I was afraid. I hadn't always been fair to her and hadn't always understood how hard it must have been for her.
    - I knew she could always count on you and I wanted her to know that.
    - Ona korktuğumu söyledim. Ona her zaman adil olmadım ve onun için ne kadar zor olduğunu da her zaman anlayamadım.
    - Sana her zaman güvenebileceğini biliyordum ve bunu onun da bilmesini istedim.
  • - When did they realize that?
    - They knew when they'd see on the X-ray, the boy had been operated on. They'd removed a kidney.
    - There are people who do that. Filthy people! Bad people! Traffickers in human organs.
    - Ne zaman farkına vardılar?
    - X-ry'de çocuğun ameliyat edildiğini gördüklerinde öğrendiler. Böbreğini almışlardı.
    - Bunu yapan insanlar var. Pis insanlar! Kötü insanlar! Organ tüccarları.
  • - What is your relationship with Katie?
    - Oh, man, l wish l knew .
    - You dating her?
    - l don't know. Well, sort of.
    - Well, either you are or you're not... right?
    - Katie ile ilişkin nedir?
    - Oh dostum, keşke bilsem.
    - Çıkıyor musun onunla?
    - Bilmiyorum. Yani sayılır.
    - Ya öyledir ya da değildir, ... değil mi?
  • - You were always eloquent but you won't move me, Kirill If you knew how I've suffered, what I've endured, if you knew what evil I've seen, you would forgive me.
    - Her zaman kendini güzel sözlerle ifade edebilen biriydin ama beni harekete geçiremezsin, Krill eğer nasıl acı çektiğimi, nelere katlandığımı, ne kötülükler gördüğümü bilseydin, beni affederdin.

1,449 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024