- I woke in the morning with this tune in my head. I thought "I don't know this tune or do I?"
- An old jazz tune or something?
- My dad knew a lot of old jazz, maybe I remembered it from somewhere.
- Sabah kafamın içinde bu melodi ile uyandım. 'Bu melodiyi bilmiyorum yoksa biliyor muyum?' diye düşündüm.
- Eski bir caz melodisi falan mı?
- Babam çok fazla eski caz bilirdi, belki onu bir yerlerden hatırlamışımdır.
- I told her that I was afraid. I hadn't always been fair to her and hadn't always understood how hard it must have been for her.
- I knew she could always count on you and I wanted her to know that.
- Ona korktuğumu söyledim. Ona her zaman adil olmadım ve onun için ne kadar zor olduğunu da her zaman anlayamadım.
- Sana her zaman güvenebileceğini biliyordum ve bunu onun da bilmesini istedim.
- When did they realize that?
- They knew when they'd see on the X-ray, the boy had been operated on. They'd removed a kidney.
- There are people who do that. Filthy people! Bad people! Traffickers in human organs.
- Ne zaman farkına vardılar?
- X-ry'de çocuğun ameliyat edildiğini gördüklerinde öğrendiler. Böbreğini almışlardı.
- Bunu yapan insanlar var. Pis insanlar! Kötü insanlar! Organ tüccarları.
- What is your relationship with Katie?
- Oh, man, l wish l knew .
- You dating her?
- l don't know. Well, sort of.
- Well, either you are or you're not... right?
- Katie ile ilişkin nedir?
- Oh dostum, keşke bilsem.
- Çıkıyor musun onunla?
- Bilmiyorum. Yani sayılır.
- Ya öyledir ya da değildir, ... değil mi?
- You were always eloquent but you won't move me, Kirill If you knew how I've suffered, what I've endured, if you knew what evil I've seen, you would forgive me.
- Her zaman kendini güzel sözlerle ifade edebilen biriydin ama beni harekete geçiremezsin, Krill eğer nasıl acı çektiğimi, nelere katlandığımı, ne kötülükler gördüğümü bilseydin, beni affederdin.