[do] f. yapmak, etmek; tamamlamak, meydana getirmek; neden olmak; düzenlemek, temizlemek; rolünü üstlenmek; ilgilenmek; uymak; ayağını kaydırmak; dolandırmak (Argo)
i. dişi geyik; dişi tavşan; dişi karaca; yalnız kadın
-What does equinsu ocha mean?
- White devil.
-Tell him I'm not.
- Equinsu ocha ne demek?
-Beyaz şeytan.
- Ona öyle bir şey olmadığımı söyle.
- They say de Rais had a habbit of choosing some of the best and brightest from his classes and eating them.
- Should I ask why?
- Poor fool thought that by eating their flesh he would gain their youth and therefore become immortal.
- Okay, so what does it mean?
- Don't rush to understand, Rusty. Just listen and feel.
- DeRais'in sınıflarından en iyi ve en parlakları seçip onları yeme alışkanlığı olduğunu söylediler.
- Neden diye sormalı mıyım?
- Zavallı sersem etlerini yiyerek onların gençliklerini kazandığını ve dolayısıyla da ölümsüz olacağını düşünüyormuş.
- - Tamam. yani bu ne anlama geliyor?
- Anlamak için acele etme, Rusty. Sadece dinle ve hisset.
- What does that mean?
- It means; I was a prince in this land. No one was allowed to look directly into my eyes. But now I'm in chains, like my people .,
- Bu ne anlama geliyor?
- Anlamı; Bu topraklarda prenstim. Hiç kimsenin gözlerime direkt bakmaya bile izni yoktu. Ama şimdi zincirliyim, aynı halkım gibi.
- This is my date. He's a lawyer.
- Does he have a name, or should l call him "Lawyer"?
- l'm sorry. This is Ace. Tom Ace.
- Pleasure to meet you. Congratulations on all your success. You smell terrific!
- Bu benim flörtüm. O bir avukat.
- Bir ismi var mı yoksa ona 'avukat' diye mi seslenmeliyim?
- Pardon. Bu Ace. Tom Ace.
- Sizinle tanışmak bir zevk. Tüm başarılarınızı tebrik ederim. Çok güzel kokuyorsunuz.
- What's gonna happen to us?
- Well, darling, l - I just don't know.
- It does look hopeless doesn't it ? I wish we were home with Madame right now. Oh. Poor Madame. She will be so worried.
- Bize ne olacak dersin?
- Şeyy hayatım, Ben - ben bilmiyorum.
- Durum bayağı ömitsiz görünüyor, değil mi? Keşke şu anda Madam'la birlikte evde olsaydık. Zavallı Madam. Çok endişelenecek.
- Where does a man get inspiration to write a song like that?
- Well, he gets it from the landlady once a month.
- It's utterly beautiful. I wish I could be creative.
- Oh, sweetie, you are..
- Bir adam böyle bir şarkı yazmak için nereden ilham alır?
- Şey, onu ayda bir ev sahibinden alıyor.
- Çok güzel. Keşke ben de yaratıcı olsaydım.
- Oh, tatlım. Öylesin.
- He'd have died for me. And me for him.
- Does this embarrass you?
- I had a hard time with my father.
- He was what, difficult man?
- He was in the military.
- Benim için ölürdü. Ben de onun için.
- Bu seni utandırıyor mu?
- Babamla zor zamanlar yaşadım.
- Neydi sorun? Zor bir adam mıydı?
- Ordudaydı.
- Does he remember anything good about me?
- He doesn't hate you. He just still feels hurt.
- Hurt? I hurt him?
- Being arrested like that? Nobody forgets that.
- How did you forget what he did to you?
- Benim hakkımda iyi bir şey hatırlıyor mu?
- Senden nefret etmiyor. Sadece hala yaralı hissediyor.
- Yaralı? Onu ben mi incittim?
- Bu şekilde tutuklanmak? Bunu kimse unutmaz.
- Sana ne yaptığını sen nasıl unuttun peki?