go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 661 kişi  27 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

pass

passed, passed, passing, passes
f. geçmek
i. geçit, paso
  • Time will pass and seasons will come and go.
    Roy Bean
    Zaman akacak ve mevsimler gelip geçecek. Roy Bean
  • Never let a day pass that you will have cause to say, I will do better tomorrow.
    Brigham Young
    Yarın daha iyisini yapacağım demenize sebep olacak bir günün geçmesine asla izin vermeyin.
  • So I'm afraid we're gonna have to pass.
    Üzgünüm ama bunu kabul edemeyeceğiz.

  • You must remain here all night, and you must not let your sight pass from her.
    Tüm gece burada kalmalısın ve gözünü ondan ayırmamalısın.
  • I didn't think you'd listen to my advice So I made it official.I came here to pass along an order from Devlin
    Tavsiyemi dinleyeceğini düşünmediğimden onu resmileştirdim. Buraya Devlin’in emirlerini sana iletmeye geldim.
  • . Well, by looking at things The clouds will pass soon Grandfather No, quite the opposite.
    Şöyle bir bakarsak, bulutlar yakında gidecekler, büyükbaba. Hayır, tam tersi.
  • Now there's this intense animosity whenever we pass.
    Şimdi ne zaman geçsek, aramızda bu yoğun düşmanlık oluyor.

  • They cannot pass an anti-discrimination bill through city council.
    Şehir meclisinden ayrımcılık karşıtı yasa tasarısını geçiremezler.
  • And seeing as you have no memory of the incident,it's premature to pass judgment.
    Sen olayı hiçbir şekilde hatırlamadığından, herhangi bir hükümde bulunmak için çok erken.
  • He's waiting for you to pass out. All nephews are vultures. I know, but don't say a word. When he shows up with flowers and says:''Hello, Aunt Lydie''today you're in great shape''I know he wants my house
    Ölmenizi bekler. Tüm yeğenler akbabalardır. Biliyorum, ama tek bir kelime etme. Elinde çiçeklerle gelip bana “merhaba,Lydie hala, bugün harika görünüyorsun” dediğinde biliyorum ki evimi istiyor.
  • They go with maybe five, okay? If we pass, that's it.
    Onlar da belki 5 tanesini seçiyorlardır, değil mi? Eğer biz reddedersek, şansımız bitmiştir.

  • As she must pass the Dardanelles we are sure to have some report.
    Onlar Çanakkale Boğazından geçmek zorunda kaldıklarında,kesinlikle biraz bilgimiz olacaktır.
  • Could you pass the salt, please?
    Lütfen tuzu uzatabilir misiniz?

  • Please, can you pass me those? Thank you. [Laughter] [Indistinct whispering]
    Lütfen bana onları uzatabilir misiniz? Sağol. [Gülüş][Belli belirsiz fısıltı]
  • No one could pass these shutters if they were bolted.
    Kimse bu kepenklerden geçemezdi eğer demirli olsalardı.
  • I'll pass.
    Kalsın.
  • I sensed a documentary opportunity too good to pass up But my faithful cameraman, Dave, and I got more than we expected. A lot more...
    Kaçırılamayacak kadar iyi bir belgesel fırsatı olduğunu sezinledim. Ancak sadık kameramanım Dave ve ben beklediğimizden daha fazlasını elde ettik. Hem de çok daha fazlasını...
  • No man can pass into eternity, for he is already in it.
    Frederic William Farrar
    hiç kimse sonsuzluğun içine giremez çünkü zaten içindedir.
  • Head east until you pass a homeless man in front of a statue.
    Heykelin önündeki evsiz adamı geçene kadar doğuya git.
  • Every time you pass, you've gotta come up with another greeting.
    Her karşılaşmanızda, başka bir selamlama bulmanız gerekir.


434 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024